Google’da insanın ölçeği kayıyor… Kaç makina, kaç CPU, ne kadar disk alanı var biliyor musunuz burada? Sonu “@google.com” ile biten bir email adresiniz yoksa, bilmiyorsunuz. Ben biliyorum. Ama söyleyemem. Ancak, kısa cevap şöyle: Sizdekinden çok. Evet, sendekinden de çok. Hatta, sen, sen, sen, hepinizin toplamından da çok! Nereden geldi aklıma bunu yazmak… Şöyle bir mesele […]
Arşivleri2008
Kullanma Kılavuzu
Lafı fazla dolandırmayacağım, elimde bir makina var. Bir makinam var ki, ben ondan yana çok dertliyim. Nasıl çalıştığını bilmiyorum çünkü. Yapan içine kullanma kılavuzu da koymamış, ne işe yarar, neyle çalışır, bununla ne yapılır bilmiyorum. Hakkında bazı afaki bilgiler var, insanoğlu aşağı yukarı birkaç şey biliyor bunun hakkında ama o şekilde kullanırsak tam randıman alabilir […]
Toblerone Supercollider
Bugün Google’da çok bilimsel bir deney yaptık. Toblerone çikolataları bilirsiniz. Arkadaşlardan biri, bunun en büyük bedeninden satın almış, sanıyorum altı kiloluk bir paket. Deney şöyle: 1. Dev Toblerone çikolatadan iki büyük üçgen parça koparılır. Bunların her biri yarım kilo kadar, iri bir yumruk büyüklüğünde parçalar olmalıdır. 2. Her iki parçaya bıçak yardımıyla 1-2 cm çapında […]
Karda Sınav
Madem eski hikaye yazmanın kapağını açtık, bir tane daha yazayım. Bunda aşağı-yukarı tek aktör benim; yani ben ne anlatırsam zaten inanacaksınız. Doğrulayacak ya da yalanlayacak pek kimse yok. Sene 1991 olacak. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciyim. Birinci sınıf. Fizik dersi alıyoruz bir adet, PHYS 101 (vermek kısmet olmadı). Bunun laboratuarı var; normal finaline ek olarak bir de […]
Dum Pitam Pitam Tam Tam
Hatıralar, oldukları gibi değil, anlatıldıkları gibidirler. Hatta zaman içinde, anlatıla anlatıla şekil değiştirirler. Yani, hatıra dediğimiz şey de bir cins sözlü edebi türdür, gerçek bir olaydan yola çıkar, ama zaman içinde değişir, köşeleri törpülenir, unutuldukça yeniden tamamlanır… Orijinali değil de, anlatıldığı şekli hatırlanır. Ben liseden mezun olalı… On yedi yıl olmuş. Sanıyorum anlatacaklarım, zamanla birlikte […]
Yazılar Neden Tutar? Neden Tutmaz?
Bir süredir kendimce bir şeyler yazıyorum buraya. Daha doğrusu, bir kaç aydır yoğunluk -başka yoğunluklardan dolayı- biraz azaldı ama, esas olarak yazmaya başladığımdan bu yana bir sene oldu yaklaşık. İyi yazılar yazdım. Kötü yazılar yazdım. Ama gönlümün istediğini yazdım; burası benim çöplüğüm. Okuyan, beğenenler var. Yazmayınca “neden yazmıyorsun uzun süredir” diye soranlar da var. Elbette […]
Çıkmaz Sokak…
Nereden geldik buraya? Çıkmaz sokağa. Nerede yanlış yöne döndük? Bir yerde mi yanlış yaptık, birden çok yerde mi? Yanlış yerde miyiz? Yoksa doğru yerdeyiz de harita mı yanlış? Tampon neredeyse duvara değecek… Dönecek kadar yer de yok. Gerideki yol da uçsuz bucaksız görünüyor… Gelirken bu kadar uzun değildi bu sanki. Son köşe demin oradayken, şimdi […]
Cumartesi Sabahları
Sabah unutkanlığı diye bir şey vardır. Bilmem bilir misiniz. Uyanma prosesi oldukça karmaşıktır aslında. Bilinç uyanır… Ama algılar tam aktif değildir henüz. Ufak sesler duyulmaz. Uyku zaten böyle korunur. Yavaşça algılar yerine gelir. Görüntüler, sesler netleşir. Hafıza da bundan payını alır. İlk uyanma anında, hafıza da tam yerinde değildir. Ya rüya etkisindedir, ya da kapanmıştır […]
Deli misin?
Devir çok değişti. Eskiden bir adama “Yahu sen deli misin, hiç öyle şey yapılır mı?” dendiğinde adam en iyi ihtimalle biraz bozulur, ya kendini sözle müdafa eder, ya da darılırdı. Şimdilerde kimsenin yüzüne karşı “Deli misin sen?” denmiyor bile, adam daha tanışırken “Ayol deliyim ben, sağım solum belli olmaz vallahi” diye başlıyor. Karşımda birisi “Ben […]
Biznısçe, biznıs kılığı, biznıs suratı…
Farkında mısınız bilmiyorum. Biznısçe diye bir şey var. Yani “iş dili”. İnsanların birbirine “bey”, “hanım” diye hitap etmesinden de bahsetmiyorum. Hoş, beylik paşalık kaldırılalı çok oldu, o da ayrı mesele. Bahsettiğim daha çok şöyle bir şey: Bir grup insan, nedense, iş ortamındayken başka zamanlarda kullanmadığı garip bir dil kullanıyor. Diyeceğini demiyor da, etrafından dolanıyor. Tam […]
Sosyal Medya’da