“İyilik yap, suya at, balık bilmezse Halik bilir.” Gerçekten böyle mi? Ya da olmalı mı? Bu kadar verici olmalı mı insan, işe yarayıp yaramadığına, sonuç verip vermediğine bakmadan iyilik yapmaya adamalı mı kendisini? Ben pek katılmıyorum. Olayın içinde, bir “kaynak planlaması” durumu var. Diğer bir deyişle, “bütün dünyayı ben kurtaramam” durumu geçerli… Dünyanın “mümkün olduğunca […]
Arşivleri2009
The End of Google
Yok yok, merak etmeyin Google’a bir şey olduğu yok. Uzunca bir süre de olacak gibi değil. Olan şundan ibaret: Ben Google’dan emekli oldum :-). Şu ana kadar bunu öğrenen herkesin bana sorduğu, bundan sonra da her öğrenenin soracağı bir grup soru var. Sinek öldürmek yerine bataklığı kurutalım, yazalım, dileyenler okusun… Deli misin? Google bırakılır mı? […]
Bir Adım Daha
Amerikalıların bir lafı var (belki İngilizlerin de parmağı vardır ama ben Amerika’da duydum bu lafı): “Be careful what you wish for. You might just get it.” Yani, “Ne dilediğine dikkat et… Dileğin gerçek olabilir.” Ben genel olarak bir şeyde dikiş tutturamıyorum. Tutturmak istemiyorum da denebilir elbette buna. Herhangi bir şey, öğrendikten, kavradıktan sonra sıkıcı gelmeye […]
Vahşi Hayat
Evde kedim yok, fakat istediğim zaman gidip sevebileceğim yakınlıkta bir ev kedisine erişimim var. Bu yüzden kedi sahibiymişçesine gözlem yapabilir, bir kediyle uyumuş gibi konuşabilirim. Bu hayvanda gözlediğim şeylerden biri de, “pisi pisi” denince hiç oralı olmaması. Yani anlıyorum ki kediler bu çağırma şekline doğuştan duyarlı değil, sokaktaki kedi de bunu nasıl öğreniyorsa öğreniyor ama […]
Bir Sana Doyamadım, Bir de Sabah Uykusuna
Sabah erken kalkmaktan nefret ediyorum. Erken derken, benim için 8.30’a kadar erken sayılıyor. 6.00’da kalkan bana küfretmesin, 11.00’de kalkıyor olan da boşuna mızmızlanmasın, kategorizasyonumuzu önceden yapalım. Mesaisi 9.00’da başlayanlar şanslı, 8.00’de İstanbul sınırları dışında bir fabrikada işbaşı yapıyor olsam ne edecektim bilmiyorum. Bilmediğim için de “halime şükredeyim” diyecek değilim. Erken kalkmak istemiyorum, derdim bu. Teknoloji […]
Sahip Olmak
Sahip olmak… Atalardan bir tanesi “bu benim” diyebildiği, ya da bırakın demeyi, o manada homurdanabildiği tarihten beri, bir şeylere sahip olma derdimiz var muhtemelen… İyi güzel de… Bu “sahip olmak” ne demektir? Bir şeye “benim” diyebilmek, onunla ne yapılacağına, ne zaman nasıl kullanılacağına karar vermek olarak tanımlasak herhalde fazla hata yapmış olmayız. “Hükmüm malıma geçer” […]
BMW – Ferrari
Alakasız bir yerde ilk defa karşılaşmıştım bu benzetmeyle. Eğer yanılmıyorsam, Arnold Schwarzenegger’in “Bir Vücutçunun Eğitimi” diye bir kitabı vardı, orada okumuştum. Tam ifadeyi çıkartamayacağım, belki araba markalarını da karıştırıyor olabilirim. Ama yaklaşık şöyle bir laftı: “Eğer arabanız bir BMW ise, sürekli herkesle yarışmak istersiniz. Arabanızın hızlı olduğunu ispat etmek istersiniz. Ama, arabanız Ferrari ise, kimseyle […]
Birinci Google Doğum Günü…
Bugün birinci Google doğum günüm. Yakın olduğunu yazmıştım ama… Tam gününü unutmuşum. Sabah otomatik email geldi de hatırladım. 7 Nisan 2008 – 7 Nisan 2009… Aslında diyeceklerimi önceki yazıda demiştim. On günde çok fazla bir şey değişmedi doğal olarak. Dolayısıyla ekleyecek çok fazla bir şey yok. Ama, gününde ufak da olsa bir yazı yazayım dedim.
kadın yazılımcının derdi benim derdim olsun
Kadın yazılımcı denince benim de aklıma birtakım sosyal ve toplumsal meseleler geliyor. Madem yeri geldi, söylemezsem çatlarım. İşin kadın-erkek tarafına girmeden yazılımcı denen arkadaşı bir tanıyalım önce. Ekseriyetle üniversitelerin ilgili bölümünden mezun, ya da kendini bu alanda yetiştirmiş arkadaşlardan bahsediyoruz. Kendini bu alanda yetiştirmiş ama üniversitelerin ilgisiz bölümünden mezun olmuş olanlar konu dışı. Onların çoğu […]
Kadın Yazılımcının Derdi
Geçenlerde, yine Yeditepe Üniversitesi’ndeydim. Gitmişken, “çocuklar”la bir sohbet edeyim dedim. Ayarlaması da kolay oluyor. Suna’yı tanıyorum çünkü. Suna mı kim? Suna, Suna Dündar. Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nün uzun zamandır sekteteri. Ben gittiğimde oradaydı. Ben çıkarken de. Hala da orada. Organizasyon yaptırmak isteyince, beş dakikada oluveriyor. Ha, tabi bu arada bölüm başkanı Şebnem Hanım’ın “default” […]
Sosyal Medya’da