Yılın başı mıdır, sonu mudur belli olmayan o zamandayız yine. “Kral öldü yaşasın kral” havasında, gelen ağam, giden paşam…
Söylenen şeyler de sabittir pek değişmez. “Önümüzdeki 2011 yılının mutlu, sağlıklı, hedeli hödölü ve otomobil jikleli geçmesini….”
Arkadaşım bırak. Geçen sene de bunları söyledin. Bir şey değişti mi? Tek yüzlü madalyon istiyorsun sen (Möbiüs otur yerine) yoktur öyle bir şey.
Ya da şöyle denir: “Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha sollayıp geçerken…”
Şirinliğin de lüzumu yok. Bırak dağınık kalsın.
Ha bir de şey var tabi: “Bizim adetimiz değil bu gavur işi…”
Ya sen de otur yerine lütfen yahu. Gavurun derdi diye değil işte.
Bir de “ilmi” arkadaşlar vardır… “Yahu işte takvimde bir sayı değişiyor ne var, her gece gibi bir gece işte noluyor yaaahuuu….”
Sen de git uyu güzel kardeşim. Kimse kafana silah dayamadı. Diğer geceler gibin uyu.
Nedir bu olan, yılın sonu yılın başı yeni yıl?
İki şey oluyor. Birincisi, kutlamak için kılıf arıyoruz zaten. Hey baba torikler, yeni yıl geldi, fırsatı kaçırır mıyız? Herkes herkese hediye alsın. Kalabalıklara akalım. Gece yarısı kuyruğumuza basılmış gibi bağıralım. İçelim dut gibi olalım, kimse bir şey diyemesin, yılbaşı çünkü. Bahanemiz sağlam ya, eve küfeyle gidelim. (Taksi: Modern küfe.)
İkinci olan daha enteresan. Etiket değişiyor. Olayları sene numarasıyla etiketliyoruz ya. “Efendim, sene bin dokuz yüz seksen yedi… Bendeniz o zamanlar…” gibi. Etiket değişiyor. Cumartesi günü 2010 yerine 2011 damgası vurmaya başlayacağız. O zaman gelince, bir şeyler değişiyor hissine kapılıyoruz. Yeni etiket, kullanılmamış etiket. Kumarbazın her yeni oyunda umutlandığı gibi umutlanıyoruz, belki bu sefer “kazanırız” diye. Bir de, eski etiketin altında birikmişlerle hesaplaşıyoruz biraz, ister istemez…
Yeni, temiz bir sayfa açabilecekmişiz gibi geliyor.
Açabiliriz aslında. Açılmaz diye bir şey yok. Ama zordur. Ayrıca, boş umutlar yerine, bir şeyleri gerçekten yapmayı planlamak gerekir.
“Salaklık, aynı şeyi yapıp, farklı sonuç beklemektir.”
İyi dileklerinizi dileyin elbet. Zararı yok. Ama bir şeyleri de farklı yapın, daha iyi yapın ki, o dileklerin gerçekleşme şansı olsun.
Değerli blog takipçileri, sözüm size…
Her sene hayatınızda bir şeyi düzeltmiş olsaydınız, şimdiye her şey düzelmiş olurdu. Her şeyi düzeltmeye kalkmayın, bir şeyi düzeltin, ama gerçekten düzeltin yeter.
Gel bakalım 2011. Geleceğin varsa, göreceğin de var…
Bir cevap yazın