Benim ara sıra kullandığım bir laftır bu. Aptal kilidi.
Benim açımdan yüklü bir laf. Olayın aslı sanırım Nasreddin Hoca türbesi’ndeki kilitten çıkıyor. Bilmem bilir misiniz, Nasreddin Hoca türbesinin koca bir kapısı vardır, üzerinde de kocaman bir kilit. Fakat kapı hariç, türbenin etrafı olduğu gibi açıktır. Esprili bir durum. (Bir rivayete göre uyanık bir takım devlet büyükleri etrafa parmaklık yapıp esprinin içine limon sıkmışlar, ama konumuz o değil, şahsen de görmedim, atıp tutmayayım.)
İşte o kilit var ya o kilit. Aptal kilidi. Yalnız aptalları durdurur. Lafın temel anlamı bu. Genişletilmiş anlamı da şöyle: Herhangi bir durumda, bir şeyi korumaya yönelik, ama aslında onu korumaya yaramayan, ancak iyi niyetli insanlara zorluk çıkarmaya yarayan tedbirlerin hepsine, “aptal kilidi” diyoruz.
Beni delirten bir sürü aptal kilidi var.
Nereden başlamalı ki? Meşhur “ikametgah senedi” olayı var, “ikametgah ilmuhaberi” de denir.
Adam bana adresimi sormuyor da paşalar gibi… “Git muhtardan kağıt getir” diyor. Yalancıyım ya ben. Maksat nedir? Adresin doğru olması. Sor bana söyleyeyim, değil mi? Olmaz. Aptal kilidi var. Gerçek koruma mı? Değil. Sahtekar arkadaş, şahanesini yapar ikametgah senedinin. Hoş ben de yaparım. Lastik mühür nedir ki? Hem bilgisayar var, photoshop var…
Başka aptal kilidi mi? Olmaz mı? Çok.
Mesela şahane güvenlik tedbirlerimiz var. Her yerde. Çok büyük çoğunluğu bir işe yaramaz.
Alışveriş merkezine girerken, “çantayı makinaya koy, anahtarları çıkar, bozuk paraları çıkar, cep telefonunu çıkar, geç, ötsün, bi de elden geçirsinler” kısır döngüsünden bıkmayan var mı? Bir işe yarar mı bu tedbir? Yaramaz. Neden mi? Metal dedektörüyle neyi bulursun? Metali. Patlayıcı peki? C4 mesela? Yakalayabilir misin? Hayır.
Başka saçmalıklar da var. Çocuk arabasıyla gel. Ne yapıyorlar? Yandan geçiyor araba. Metal ya, tabii ki öttürecek. Borularının içinde ne var bakalım?
Fazla teknik anlatmayacağım, aptal terörist arkadaşlara buradan akıl vermeye gerek yok. Ama şu kadarını söyleyeyim. Kafayı sıyırsam ben, istediğiniz alışveriş merkezini üç aylık bir çalışmayla yeryüzünden silerim. Güvenlik falan yalan yani.
Neye yarıyor biliyor musunuz? Normal insanlara zorluk çıkarmaya.
En büyük alışveriş merkezlerinden birinde başıma geldi. (İsim vermeyelim, baş harfi Cevahir.) İçeri gireceğim. Çantada İsviçre çakım var. “Yasak” dediler. “Yahu, içeride Koçtaş var, balta satıyorlar” dedim. “İçerden alacaklarınız bizi ilgilendirmez” dediler. Süprem mantık örneği. Yani birini öldürmem önemli değil, yeter ki kullanılan cihaz dışarıdan girmemiş olsun. “Vallahi ben gidiyorum, bırakmam bu çakıyı burada” deyince, mantık sahibi güvenliklerden biri “buyrun beyefendi” dedi. Sonuç? Çakı taşımayı bıraktım.
Böyle yerlerde, yalnız iki şey aranmalı: 1. Ateşli silah. 2. Patlayıcı. Çakıya bıçağa kafayı takmayın, onlar dönercide, lokantada, Koçtaş’ta da var. Koçtaş’ta motorlu testere bile var, korku filmi olur!
Metro’daki güvenlik de çok komik. Herhangi bir istasyonda bekleyin. Yer değişirlerken boş kalıyor beş-on dakikalığına. Terörist de salak ya, adam varken geçecek…
Geçenlerde daha şahanesi oldu. Mahkeme kararıyla YouTube’u kapattık ya… Devekuşu misali.
Neden aptal kilidi? İlk kapattıklarında yalnız DNS kayıtlarını bozdular. Mesela DNS server’ını OpenDns’e ayarla, gir durumu vardı.
Sonra, IP olarak da kapattılar. Fakat o da çözmedi tabii. Yurtdışında bir proxy kullan gir…
Neyi kapatıyorsun sen yahu? Internet senin değil ki. Aptal kilidi…
Yalnız bizim memlekete mahsus değil tabii bunlar. Çok genel geçer durumlar da var.
Mesela işe gelmemek için mutlaka fiziksel olarak hasta olmanız gerekir. Kafam bozuk, çalışasım yok, gelsem de faydam olmayacak gibi sebepler sayılmaz… Nedense? Ne yaparsınız? Telefon eder “öghghk, öhhö öhhö, hastayım” dersiniz. Ne oldu? Aptal kilidi kırıldı.
Ya ne yapılmalı diyeceksiniz?
Akıllı kilitler olacak. İkametgah senedi yok. Ama yanlış adres beyanı gasp gibi bir suç olacak. Yakalananı kulaklarından duvara asacaksın. Normal vatandaş paşalar gibi doğru adresini yazacak. Şerrefsiz (evet iki “r”li şerrefsiz) de korkacak.
Güvenlik, tutarlı ve tam olacak. Kevgir gibi değil. Görevi neyi engellemek ise, onu engelleyecek. Zaman ve mekan olarak tam kapsama sağlanacak. Ne arandığı iyi bilinecek.
Internette beğenmediğin yazı, video, resim varsa, aktif olacaksın, kendi düşündüğünü savunacaksın. Düşünceleri serbest bırak, yasaklamaya kalkacağına kendininkini güçlendir.
İnsanlara temel olarak güveneceksin. Sen polis olursan, onlar da hırsız olur zaten. Nereye kadar? Onlar aksini ispatlayana kadar. Aksini ispatlayanı da güzelcene çizeceksin.
Aptal kilitlerinin olmadığı bir dünya, “iyi insanlar” için çok daha iyi bir yer olurdu… Üç beş şerrefsiz yüzünden birbirimize çektirdiklerimize bak…
mathematician der ki
Güzel bir tespit. Aptal kilitleri belki gerçekten vardır ve bu eleştirilerin çoğu yerli olabilir. Öte yandan, kararlı birinin ya da bir profesyonelin herhangi bir güvenlik tedbirini rahatlıkla geçiyor olmasının o tedbiri yukarıdaki anlamıyla bir aptal kilidi yapmayacağı görüşündeyim. Alışveriş merkezlerindeki güvenlik dahil olmak üzere, aptal kilidi gibi gözüken bu tip önlemler aslında sadece “caydırıcı” birer unsurdur. Caydırıcı burada profesyoneli caydıracak anlamında değildir. Güvenliği aşmayı kafaya koyan birini, bir teröristi tabi ki caydıramaz.Ama serseriyi,iti, kopuğu caydırır. İçeriye bıçakla girip, içeride bir yerde kavga edecek bıçaklayacak tip insanların girmesini engeller. Mesela bıçakla, tabancayla girecek adamın amacı girerken içeride kavga çıkarmak olmayabilir. Ama bu adam içeri girdikten sonra şiddet kullanma kararını verebilir. Örneğin kavga edebilir vs. Dolayısıyla girerken içeride kötü birşey yapmak niyetinde olmayan, ama belki içeriye girdikten sonra bir sebepten öfkelenecek olan bu insanlar bu önlemlere karşı koymazlar. Sonuç olarak bu önlemler asla korunan yeri aşılması imkansız bir kale yapmaz, ama oranın dingonun ahırı olmasını da engeller.