Akın Kaldıroğlu ile (Bkz: http://www.javaturk.org/) bir süredir beraber nasıl eğitimler verebiliriz diye kafa yoruyoruz. Kafaya yorgunluk veren kısmı, kalite-maliyet-süre üçgeni elbette. Bugün sabahtan Twitter’da ufak çapta bir reklam yaptım. Şöyle bir Twit: Python 101: Python ile Programlamaya Giriş Dersi ben veriyorum. İlk ders 3 Kasımda ve beleş. (Sonrası paralı.) http://www.selsoft.academy/course/python-101-python-programlama/ Sonrasında, özelden ve açıktan bir […]
Kahramanlık Kültürünün Zararları…
Sanki ben daha önce bu kahramanlık kültürü üzerine bir şeyler yazmıştım… Aradım taradım, bulamadım. Hayalimde yazmış olduğum yazıda, yine eleştirel girmiştim meseleye, ama bu yazıda (hayalimde yazmış olduğum yazının tersine) daha başka bir noktadan gireceğim… Evet sanırım hafiften şizofreni halindeyim; yazmadığım yazının devamını yazıyorum. Kahraman, ancak durum iyice çaresiz hale girdiği zaman çıkar. Yani, eldeki […]
Bütün Akıllı Telefonlar Neden Aynı?
Yazının kategorisi “hafifinden” ama, bu benim için ağır bir mesele. Yedi – sekiz yıl önce bu iş böyle değildi. Çeşit çeşit telefon vardı. Çeşit çeşit işletim sistemi de vardı. Androidler vardı. Nokia’nın Symbian telefonları vardı. Blackberryler vardı. Klavyelisi vardı, kapaklısı vardı, kare gibi olanı vardı, antini vardı kuntini vardı… Şimdi git ağa elektronik mağazasına… Onlarca […]
Fazla Mesainin Sıfırıncı Kanunu
Fazla Mesainin Sıfırıncı Kanunu: – Fazla mesaiyi, planlı yaparsan, iki katı ödersin. – Fazla mesaiyi plansız yaparsan, dört katı ödersin. Planlı yapmak, insanların kendi planlarını uydurabilecekleri şekilde önceden haber vererek yapmaktır. Yani, “Önümüzdeki hafta Çarşamba-Perşembe günleri fazla mesai ihtimali var. Cumaya teslimat var.” dediğiniz durumda olduğu gibi. Plansız yapmak, önceden haber vermeden, ani bir […]
Hataları Halının Altına Süpürmek…
O kadar zamandır o kadar çok defa kullandım ki, “Happy Path Programcılığı” lafını bir yerden mi duydum, kendim mi uydurdum hatırlamıyorum. Boğaziçi Tarzancası konuşma alışkanlığını her ne kadar yenmeye çalışsam da, tam olmuyor görüleceği üzere. Türkçe olarak, “Mutlu Yol Programcılığı” diyebiliriz buna. Nedir bu “Mutlu Yol Programcılığı”? (Bundan sonra MYP diyelim adına, bakarsın insanlar kullanır, […]
Agile: Türk Kaşığıyla Amerikan Çikolatası
Doğru, onun aslı çikolata değil. Hem çikolata kaşıkla yenmez. Nutella olsa ayrı mesele tabi. Neyse, konuyu dağıtmamak lazım. Ortamda, bir “agile”, bir “SCRUM”, bir “DevOps” muhabbetidir gidiyor. Bunlar iyi şeyler elbette; karşı olduğumdan değil de… Doğrusunu söylemek gerekirse, gene bir nane olacağı yok. Neden mi? Kaşığımız Türk kaşığı da ondan. Biz yapamayız bunları. Türk kaşığının […]
Türkiye’de Kadın Olmak – #sendeanlat
Yazılar, gündemlerden uzun yaşıyor; özellikle ülkemizde. Bu sebepten, önce özetler… Yirmi yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan, Tarsus civarında, bindiği minibüsün şoförü tarafından, (en azından) tecavüz teşebbüsüne uğradı, anlaşıldığı kadarıyla direnince bıçaklanarak öldürüldü, şoförün bir arkadaşı ve babası yardımıyla, dere yatağına atılıp yakıldı. Durumu da ortaya görevini iyi yapan jandarmalar çıkardı. En azından iddialar böyle. Arkasından, […]
Böyle İnşaat Olur Mu?
Hikaye bu ya, müteahhitlik işine girmişsiniz. Yani, insanlara para karşılığı projeli planlı inşaat yapıp teslim ediyorsunuz… Günlerden bir gün, kapınızı bir müşteri çalıyor. Aradaki muhabbet şöyle geçiyor: (+) Müşteri (-) Müteahhit + Merhaba. – Merhaba efendim, buyrun. + Biz bir bina yaptıracaktık da… – Tabii efendim. Bizim işimiz bu. Doğru geldiniz, buyrun. + Evet. Yalnız, […]
Tasarımlı Tasarımsıza Karşı
Yukarıdaki grafik, önemli bir grafik, ama benim icadım değil. Geçenlerde Martin Fowler’un konuşmasında kullandığı grafiklerden biri. Bir tek grafiğin, çok şeyi açıklıyor olması bizi hem şaşırtmış, hem hoşumuza gitmiş, hem de duygularımıza tercüman olmuştu. İşin ana fikri şu: Yazılım projesinde, yapılan iş tasarımla yapılırsa, baştan işler biraz yavaş gidiyormuş gibi görünse de, nihai olarak […]
Gaza ben basayım, direksiyonu sen kullan…
Başlık, babamın bana anlattığı eski bir hikayeden geliyor. Gençliğinde arabada giderken, şoförün yanında oturan arkadaş, şoförün arabayı yavaş kullanmasından sıkılmış. Söylediği cümle de, başlıktaki efsane cümle: “Gaza ben basayım, direksiyonu sen kullan…” Buraya kadar olay absürd ve komik. Gerçekte, (ilgili insanların orada ölmediğini bildiğimize göre) ifade edilen iş yapılmamış, veya yapıldıysa da, sınırlı bir şekilde […]
- « Önceki Sayfa
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- …
- 26
- Sonraki Sayfa »
Sosyal Medya’da