Evde kedim yok, fakat istediğim zaman gidip sevebileceğim yakınlıkta bir ev kedisine erişimim var. Bu yüzden kedi sahibiymişçesine gözlem yapabilir, bir kediyle uyumuş gibi konuşabilirim. Bu hayvanda gözlediğim şeylerden biri de, “pisi pisi” denince hiç oralı olmaması. Yani anlıyorum ki kediler bu çağırma şekline doğuştan duyarlı değil, sokaktaki kedi de bunu nasıl öğreniyorsa öğreniyor ama […]
Bir Sana Doyamadım, Bir de Sabah Uykusuna
Sabah erken kalkmaktan nefret ediyorum. Erken derken, benim için 8.30’a kadar erken sayılıyor. 6.00’da kalkan bana küfretmesin, 11.00’de kalkıyor olan da boşuna mızmızlanmasın, kategorizasyonumuzu önceden yapalım. Mesaisi 9.00’da başlayanlar şanslı, 8.00’de İstanbul sınırları dışında bir fabrikada işbaşı yapıyor olsam ne edecektim bilmiyorum. Bilmediğim için de “halime şükredeyim” diyecek değilim. Erken kalkmak istemiyorum, derdim bu. Teknoloji […]
kadın yazılımcının derdi benim derdim olsun
Kadın yazılımcı denince benim de aklıma birtakım sosyal ve toplumsal meseleler geliyor. Madem yeri geldi, söylemezsem çatlarım. İşin kadın-erkek tarafına girmeden yazılımcı denen arkadaşı bir tanıyalım önce. Ekseriyetle üniversitelerin ilgili bölümünden mezun, ya da kendini bu alanda yetiştirmiş arkadaşlardan bahsediyoruz. Kendini bu alanda yetiştirmiş ama üniversitelerin ilgisiz bölümünden mezun olmuş olanlar konu dışı. Onların çoğu […]
Tavuk Suyuna Başarı Hikayeleri
Bir ara çok modaydı, “1965’te küçük bir kahveci dükkanında başlayan Joy’un hikayesi bugün 72 ülkede 41,5 millete hizmet veren dev bir müesseseye dönüştü.” tarzı hikayeler. Hala anlatılıyor mu bilmiyorum, soruldukça anlatılıyordur herhalde. “Okuldan mezun olduğumuzda üç arkadaş neler yapabiliriz diye düşünürken bu konudaki eksiği farkettik.” gibi. Kimse de çıkıp “Vay anam babam ya sizdeki nasıl […]
Meslek Seçimi Hikayesi
“Meslek sahibi olana meslek seçmesi kolay” dememişler, ben olsam derdim. Yeterli yaşa, tecrübeye, mesleğe ve buna bağlı tepeden bakma ama kimsenin de gıkını çıkaramaması durumuna eriştiğim zaman diyeceğim. Şimdilik kendimi, o meslek seçme arefesindeki fast and furious, bir o kadar da ergen ve salak gence daha yakın hissediyorum. Daha mesleği ancak “seçmiş” sayılırım, erbabı seviyesinde […]
"Tanıştırayım…"
Hediye almak zor iş, bazen ölüm, çünkü öldüresiye kararsızlık. İnsanı bilinmezler denizinde boğan, kararsızlık buhranlarına sokan ve hediyeyi verdiği anda tek bir yüz ifadesiyle dağıtabilecek bir “süreç” aynı zamanda. Hatta özel günlerden nefret etmemizin önemli bir sebebi. En kötüsü de fazla tanınmayan ya da çok iyi tanınan birine hediye almak. Orta yakınlıkta, kendisi ve zevkleri […]
Gece Kaavesi
Bir dönem “kaave” işletmişliğim var. Kahve değil, kahvehane de değil, kaave. Çünkü kahve işletilmez, içilir. Kahvehane de benim bahsettiğim türden bir mekan değil. Benimki öyle maç seyredilen, gazete okunan cinsten değil, azıcık yeni yetme, azıcık daha “cafe” bir mekandı. Ama cafe de değildi. Bu yüzden de öyle dejenere bir Türkçe ile “kaave” kaldı adı. Eski […]
Kullanma Kılavuzu
Lafı fazla dolandırmayacağım, elimde bir makina var. Bir makinam var ki, ben ondan yana çok dertliyim. Nasıl çalıştığını bilmiyorum çünkü. Yapan içine kullanma kılavuzu da koymamış, ne işe yarar, neyle çalışır, bununla ne yapılır bilmiyorum. Hakkında bazı afaki bilgiler var, insanoğlu aşağı yukarı birkaç şey biliyor bunun hakkında ama o şekilde kullanırsak tam randıman alabilir […]
Sosyal Medya’da