Gördüğünüz yazı başlığı, ilk düşündüğüm başlığın, üç kademe efendileştirilmiş hali. İnsanlar bir şeyden bıkmışlıklarını anlatırken, elleriyle bir seviye gösterip, “ha burama kadar geldi” derler ya… Benim elim, artık göstermek istediğim seviyeye zıplasam bile erişmiyor.
Neden mi? Bu bir tanıma göre “erken kalkan” tayfa var ya… Bunlar hayat döngüsü faşisti. İşte bundan.
Nasıl mı? Anlatayım. Bin kere sözlü anlattım, artık yazılı veriyorum. Halka mâlolsun.
“Erken kalkmak” neden marifet? Nedendir ki, erken kalkan tayfa, kendisini “geç kalkan” insanlara göre, daha “disiplinli” ya da daha “marifetli” sayar? Bir kere, erken nedir?
Mesela, anlayabildiğim kadarıyla, gecenin kör karanlığı olan 04:30’da kalkmak, çok önemli bir marifetmiş. Madem ki öyledir, o zaman 03:15’te kalkma daha önemli bir marifet değil mi? Ondan daha erken 02:00’da kalkmak çok daha önemli bir marifet değil mi? Olmuşken olsun, 01:30’da kalkan ne olacak?
Lan gün 24 saat farkında mısınız ağalar?
Aslında, en erken ben kalkıyorum. Kaçta mı? 09:00’da. Nasıl mı erken? Ben Pazartesi sabahı 09:00’da uyandığımda, SALI günü için kalkıyorum da ondan. Erken mi? Evet!
En son Business Insider’da yazı çıkmış. “Navy Seal” abiler, 04:30’da kalkıyormuş da, biz de neden kalkmalıymışız. (Yazının linkini vereyim de bedavaya atıp tutmadığım belli olsun.) Sabah 04:30’da kalkınca herkes uyuyormuş, o da kendine vakit ayırıyormuş, laga luga. Bak güzel kardeşim. Sen 04:30’da kalkmak için, akşam 08:30’da çocuk gibi yatıyorsun. Sen gece yarısından sonra uyurken, ben de kendime zaman ayırıyorum. Kitap okuyorum. Yazı yazıyorum. Ortalık sessiz. Hem senin gibi hayat döngüsü faşisti adamlar da uyuyor. Benim kafam gece vakti daha iyi çalışıyor. Seni bilemiyorum tabi. (Beni yakalarsa bu abiler fena döver, fazla da abartmayayım.)
Ben hafta içi ortalama beş buçuk saat kadar uyuyorum. Bu beş buçuk saatin nereye geldiği, benim toplam günlük performansımı nasıl etkileyebilir ki? Hem sen hayat döngüsü faşisti kardeşim, benim performansımın dünyanın dönüşü tam neredeyken uyuduğumdan nasıl etkileneceğini nasıl bilebilirsin ki?
Kendi namıma, ben şu sabahın altısıyla dokuzu arasındaki zamanı hiç ama hiç sevmiyorum. Soğuk. Karanlık. Gün doğuşunu seyretmişliğim var evet, ama değmez. Gün günlüğünü bulurken uyanmayı, tam olarak bulduktan sonra evden çıkmayı seviyorum. Saat sabah 10:00 çok güzel bir saat bence. (Saat dilimiyle oynamasaydık iyiydi ya, neyse.)
Erken kalkmaya karşı mıyım? Asla! Sen kaçta istersen kalk. Ben sadece benim erken kalkmama karşıyım.
Atanın biri de tutmuş, “Erken kalkan yol alır” demiş. Her ata akıllı değilmiş. Sen erken kalktın ya… Ben dün geceden beri yoldayım, kusura bakma…
Elbette, bu konuda dünyada yalnız değilim. Benim gibi düşünen, bu şekilde yaşayan çok insan var. Ama her nedense, biz (hayat döngüsünü paylaştığım insanlara sevgiler) bu konuda faşizm yapmaya çalışan bir grup değiliz. Mesela, “Erken kalkanın kafası az çalışır”, “Geçe kadar oturan işini çözmüş de öyle yatmış”, “Ders kafaya alem uykuya daldıktan sonra girermiş” gibi laflarla, erken kalkanlara sataşmaya kalkmıyoruz.
Nedendir? Azınlıkta olmamızdan olabilir. Belki de geç kalkan kafada faşizm hücreleri ölüyordur, ne bileyim.
Yazıyı tamamlarken, saat gecenin yarımına geliyor. Geçmiş yazıların saatlerine de bakın. Bütün yazılar gece vakti. Erken kalkacak olsam bu yazılar nasıl yazılacaktı?
“Herkes geç kalkarsa, işler nasıl olacak?” diye düşünenler vardır aranızda. Aha size de bir çift lafım var:
Sekiz sene önce bir Google maceram var 18 ay sürmüş olan. Orada SRE (Site Reliability Engineer) olarak çalıştım. Görevimiz, basitçe Google’ın ayakta kalmasını sağlamaktı. Ortalama bir SRE, işe 11:00’da gelir. 11:30’da yemeğe gider. Esas işini öğleden sonra yapar. Google en son ne zaman çöktü? Sizin erken kalkan şirketinizde sistemler en son ne zaman yerlere düştü? Başka sorum yok sayın hakim.
Ben otuz beş yaşıma kadar, “erken kalkmalıyım” diye, bu faşistlerin lafına kanıp kendimi zorladım. Sonra gerçekle yüzleştim. Hayat boyu sabah saatlerinde becerdiğim ipe sapa gelir bir şey yok! Ne zaman sabahın körüne zorlandıysam, çok mutsuz oldum ve o işten uzaklaştım. Bu yüzleşme saatinden sonra, hayat parametrelerim arasında, erken kalkmamak var.
Şimdi, başka aktivitelerim var. Geç yatacağım. Geç de kalkacağım.
Burak Aydogan der ki
Tam benim de şikayet ettiğim noktaya parmak basmışınız. Ben mesela işten gelince 19:00-23 arası uyuyorum sonra 5’e kadar uyanık durup 5 den 7 ye kadar tekrar uyuyorum. Uzun uykum 23 de bittiğinden ben ertesi gün için en erken kalkanım belki de, madalyam nerede :).
Gerçekten yazılımla uğraştığımdan geceleyin kod yazmayı çok seviyorum ama mecbur işe de kalkmak zorundayım. Bu erken kalkma fetişistleri kendilerini böyle disiplinli olduklarını zannediyorlar, ama önemli olan verimli olmak. Mesela öğrencilerin erken saatte okula gitmesine de karşıyım. Çocuk uykusunu tam almadan kahvaltı yapmadan okula gidiyor, hoca da formalite icabı dersi anlatıyor. Anlatan da dinleyen de sırf orada bulunmak için bulunuyorlar. Sonuç Türkiye anlama, fen ve matematik de en geri ülkelerden.
Tekrar edeyim benim için vermli çalışma önemli özellikle bilişim alanında zaman ve mekandan bağımsız işlerde erken kalkmadan çok kalkınca vaktini nasıl verimli geçirdiğin önemli.
MP der ki
Mesai 8.00 da başlıyor o saatte işte olmak için 6.00 da kalkıyorum isim vermeyeceğim yeşil bir banka, sırf erken kalkma zorunluluğundan iş değiştirmeyi düşünüyorum.
ersan bilik der ki
early birds vs night owls 🙂
mert der ki
Yahu bu kime gore neye gore erken oluyor acaba diye hep sorgulamisimdir. Ben uyku problemi cektigim icin genelde sabahliyorum, uyumadan ise gittigim cok oluyor. Fortune 500 CEOlarindan bile erken kalkiyorum bana madalya verin o zaman. CEOlarin erken kalktigi geyigi donerken bir tanesi cikip oglene kadar uyuyorum abi kime ne diye yazi yazmisti.
Kendi isimi yaptigimdan beri 11 den once ofise gitmeyip 2 den once toplanti koymadim. Alarm sesiyle uyanip, acaba trafige takilip gec mi kalacagim diye dusunup mutsuz olmak yerine, abartmamak sartiyla herkes istedigi saatte gelince daha verimli is yaptigimizi fark ettim. En azindan bilisim sektoru icin boyle oldugunu dusunuyorum.
niye ki der ki
“Ben hafta içi ortalama beş buçuk saat kadar uyuyorum.”
Hafta sonu ne kadar uyuyorsun? Hafta ortalamasi ne kadar?
Zeynep S. Başıran (ZeSeGe) der ki
Bir dönem Gebze’de çalışmıştım.
O öptüğümün servisi her sabah tam 7.03te geçer, ben ise ayın yarısında, sabah ayazında dilim bir karış dışarda servisin peşinden koşardım. Onun da yarısında, ilk ışıklarda durursa yakalayabilirdim (sabahın o ıssızlığında servise koştuğu çok belli olan kişiyi almadan basıp giden şoföre de selam olsun).
Bu üç ay devam etti, sonra başka iş buldum.
Aradan yıllar geçti, bir adet bebenin annesi oldum. O bebe de hayatının bir döneminde her gün 7.00’de uyanıp 7.03 itibariyle bezini doldurmuş olurdu. Şimdi bana sorsalar, “hangisi daha beter” diye, yine servis peşinde koşmak derim.
Emre Sevinç der ki
Navy Seals tadinda bir hayat olacaksa, bir sureligine sabah 4 civari kalkmak dusunulebilir. Yoksa ofiste, masa basinda oturmak icin anlamli degil 🙂 Isteyen istedigi zaman kalksin tabii ki. Makinalara, yazilimlara gelince “customization” diye kendimizi yirtarken neden hayatimizin ezici buyuklukteki kismini olusturan sistemlere gelince “customization” soz konusu olmasin ki? (Soru retorik elbette, ciddiye alip cevap vermeye kalkani 3:59’da Navy Seal yontemi ile uyandiririm, ona gore 🙂
Malik der ki
Safkan hocam tum yazilarinizi okudum galiba, saygi da duyuyorum ama en az begendigim yaziniz oldu mertce soylemek gerekirse, benm acimdan. Hayirli geceler, ama sizin icin hala aksam 🙂
Yaşar Safkan der ki
Malik, her yazımı aynı beğensen, ben olursun zaten :-).
Çağrı der ki
Hocam inanın aynı acıları çekiyorum şu an, hani şu sizin 35 yaşınıza kadar çektiğiniz acıyı. Yalnız tek bir zorunluluğum var, sabah namazı. Sırf o yüzden erken yatıyorum. Onu da nasıl çözeceğini bilemiyorum. 4 te yatıp 6 da kalkmak tam bir ölüm. Hatta çoğu zaman kalkamamak. Ama netice olarak yazınızı okuduktan sonra “günün en verimli saati 5.00 ile 10.00 atasıdır” ifadesini kişiden kişiye değişen bir zırva, söyleyen tayfayı da sizin tabirinizle hayat döngüsü faşisti olarak nitelendiriyorum :))
malik der ki
Çağrı,
nacizane şu linke bakmanı tavsiye ederim.
http://www.namazzamani.net/kuranmeali/furkan-suresi-47.ayet.htm
Çağrı der ki
Sevgili Malik, ben başka ayetler de biliyorum konu ile ilgili. Fakat sana şunu hatırlatmak isterim. İlim ile uğraşan, hatta doğrudan İlm-i Kelam denilen Allah’ın muradını kelamından yani Kurandan anlamak ilmi ile uğraşan alimlerin hayatlarına bakacak olursan hiç birinde akşam 9 da yatağa girip gece 4 te 5 te kalkmak gibi avam tarzı bir uyku düzeni göremezsin. Bu kişiler geceleri ilimle ve şahsî virdleri ve zikirleri ile iştigal edip, gündüzleri de bu ilmi yaşamaya çalışan; ne zaman yatıp ne zaman kalktıkları belli olmayan zatlar. Sadece ilimde değil, tasavvufî zâtlar da az ye az konuş az uyu kaidesince gecenin tamamını uykuya ayırmazlar. Kuran’ın geceyi rahatınız için bir örtü yaptık demesi; Kuran umuma birden hitap ettiği için her kaidede umumu nazara alır ve söyler. Yani bu gibi emirler standart bir hayat yaşayan, ilim ile uğraşmayan, ( mesela sabit işi olan memur ya da köylü ) kişiler için hayatını düzene sokan mükemmel bir ölçüdür. Fakat Kuranı bizden daha iyi bilen ve anlayan alimlerden de ders alabileceğimiz üzere, ilim ile iştigalde uyku için geceyi tercih etme şartı yok gibi. Ha ek olarak, geceleri sabaha kadar tv de ya da sosyal medyada fing atıp sonra akşama kadar devrilip yatmak; elbetteki doğru bir davranış değil, onu bu ayet ışığında tasvip etmiyoruz. Düşüncelerim bunlardır, hürmetler.
Eyüp der ki
Sabah namazının erken saatlere denk geldiği dönemler de
Geç yatıp sabah namazına kalkamk çok zor olur.
Arada ki dengeyi iyi kurmak lazım.
Yani güçlü bir irade gerekir.
Geç yatmanın ve geç kalkmanın azami sınırları olması iyidir.
Namaz konusunda hassas olan bir kişi referans olarak o vakitleri baz alması lazım.
Yani zaman vaktinde kalk sonra uyuma değil tabi.
istersen kıl geri yat.
ama dünyevi ilimle de uğraşsan uhrevi ilim le de uğraşsan
yatma kalkma için bazı kriterleri referans alması gerekir.
Tabi evli olan bir kişi de hep geceleri yada akşamları çalışması ailesini ihmal etmesine de neden olablir. Dediğim gibi çoklu denge kontrolü gerekir.
İş,gelişim,aile,sağlık,gündelik hayati,dini hayati
Genel görüşlerinize katılıyorum.