Atıyorum tutuyorum ama…
“Sen çok mu bilip seçim yaptın” derseniz… “Evet” diyemeyeceğim.
Halen mesleğim ne bilmiyorum ya ben. En çok korktuğum soru bu. “Mesleğiniz nedir?” Yahu anama küfür et daha iyi. Birisi sordu öyle. “Yahu ne desem bilmem ki…” dedim. Bana “sen meslek ne demek onu bilmiyorsun” dedi. Kendince meslek tanımına açıklık getirdi. Sonra durumu özetledim. O da diyecek bir şey bulamadı. Benim ne idüğüm belirsiz.
Nasıl geldik bu hale?
Lise sona geldik ya… Genel bir fen eğilimi var. İyiyim o meselede çünkü. Lisede iken, fizik öğretmenimin majör etkisiyle (Şerife Demirbilek, saygıya değer hocam, hala hocam demekten gurur duyarım) ve benim de ilgimle, fizikmiş kimyaymış delip geçiyorum. Sosyal derslerden alabildiğine nefret ediyorum. Ezberlemeye ne yeteneğim var, ne de isteğim çünkü. Lise boyunca her hangi bir anda kaç adet sosyal ders sınavı kaldığını bilerek yaşadım mesela. Matematikte de başarılıyım ama, onu o kadar “içime çekmiyor”um.
Üniversite sınavına hazırlık saati geldi çattı. MEF dershanesi iyidir dediler. Gittik. Sınavına girdik.
Fen’i gömmüşüz. Ancak matematiğim -nispeten- zayıf çıktı (şimdi çok komik geliyor ya). Öyle böyle, bizi “özel sınıf”a aldılar. Derece yapacak adamlar sınıfı bu.
Benim dünyadan haberim yok. Yani bildiğim şu: Fizik seviyorum ben. Hangi bölümün puanı yüksek, hangisi alçak bunlardan haberim bile yok. Meslek mi? Hiç oralı değilim ki ben… Nereliysem artık.
Sonra bize gazı verdiler… “Mühendislik yazıyoruz değil mi çocuklar?” Mecburi ya… Etrafta fen liseli çocuklar dolu dershanede, onlar da mühendislik niyetinde. Onlar ne biliyor ki? Ama kapıldık gaza, fizik bölümü falan çıktı kafadan. Tabii çok sonradan anladım ki, derece herkes yapamayacak. Derece yapamayanların girdiği bölüm sıralamadan daha önemli reklamda.
Baktım Boğaziçi mühendisliklere… Hard-core mühendislik istiyorum ben, ilim irfan insanıyım ya. Endüstriyi eledik böylece. Yani aslında fiziğe yakın bir şeyler peşindeyim. Kimya mühendisliği de sarmadı. Tercihleri dizdim şöyle:
- Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği
- Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
- Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği
- Boğaziçi Üniversitesi Fizik
- Boğaziçi Üniversitesi Biyoloji
Beş tercih. Biyoloji ne alaka diyeceksiniz. O gerçek tercih bile değil. Fen puanımın daha yüksek geleceğini biliyorum ÖYS’de. Fen puanlı bölüm yazmayınca, fen puanını değerlendirmiyorlar. Derece yapacağız ya… Yani dört gerçek tercih.
Son gece bunlara Şerife Demirbilek zoruyla bir kaç İTÜ falan eklendi. Ama benim tercihim değil. “Boğaziçi’ni kazanamazsam gitmem arkadaş ben” diyorum ben. Ukalalık diz boyu tabi.
Neden Elektrik-Elektronik başta? İstemediğim bölümleri eleyince, en yüksek puanlı o da ondan. Çok süper bilinçli seçim yani.
Sonra ne oldu? Derece yaptık yapmaya. 14 numara olduk 1991 ÖYS’de. Birinci tercih doğal olarak.
Çok bilinçli seçim mi? Değil. Kötü mü oldu? Çok kötü olmadı. Bir kere, yüksek puanlı bölüm genel olarak iyi bir şey — koşacaksanız iyi atlarla koşmak iyidir. Çapın çok çok altında bölüme girmek, çok disiplinli insanlar hariç yan gelip yatmaya sebebiyet verebilir. Bana da “çok disiplinli” demek için, hele o zaman, hayal görüyor olmak lazım. Ardından öğrendim ki, EE/PHYS çift anadal programı oldukça standart bir şey. Fizikçi de olduk. Ama haberim yoktu ki baştan!
Sonrası tarih oldu tabi. Başa dönersek, “mesleğin nedir” diye soranlara, şöyle bir özet geçiyorum:
“Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunuyum ben… Ama yapmadım onu hiç. Fizik ile çift anadal yaptım. Arkasından MIT’de deneysel nükleer fizik doktorası yaptım. Ama onu da yapmadım hiç. Bilgisayar programcısı olarak çalıştım bir ara. Sonra Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde öğretim görevlisi olarak bulundum… Sonra kendi şirketim oldu, orada Internet işi yaptım… Onu da bıraktım şimdi Google’dayım, SRE diyorlar, Site Reliability Engineer… Ha, bir de hepsinin arasında, Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde her dönem bir ders verdim saat ücretli olarak…”
Seçebilmiş miyim ben bir meslek? Ne benim mesleğim?
İşin kötüsü, hikaye daha bitmedi gibi. Kendim de heyecanla bekliyorum daha neleri karıştıracağım diye.
inanç güven der ki
Ben yakında tercih yapacak liseden yeni mezun olmuş bir öğrenciyim.Fizik her zaman en sevdiğim ve merak ettiğim disiplin oldu şimdiye kadar. Bu yüzden boğaziçi fiziği yazmayı düşünüyordum. Fakat tüm isteğime rağmen çevremde fiziğe karşı aşırı bir karşı çıkış var. İş bulamayacağımı, tüm o zorluğa katlanabilsem bile en fazla öğretmen olabileceğimi söylüyorlar. Buna hiç inanmak istemiyorum. En iyi siz bilirsiniz. Lütfen bana mezun olma aşaması ve daha sonrası hakkında bilgi verin. inanın çok ihtiyacım var. İyi günler dilerim.
Mehmet AKSU der ki
Abi sen ne yaptın yaaa zehir gibisin maşallah 🙂 Seninle tanışmayı çok isterim.