Hikaye bu ya, müteahhitlik işine girmişsiniz. Yani, insanlara para karşılığı projeli planlı inşaat yapıp teslim ediyorsunuz…
Günlerden bir gün, kapınızı bir müşteri çalıyor. Aradaki muhabbet şöyle geçiyor:
(+) Müşteri
(-) Müteahhit
+ Merhaba.
– Merhaba efendim, buyrun.
+ Biz bir bina yaptıracaktık da…
– Tabii efendim. Bizim işimiz bu. Doğru geldiniz, buyrun.
+ Evet. Yalnız, bizim şartlarımız var…
– Vardır efendim. Herkesin, inşa edilecek binadan beklentileri ve istekleri vardır. Zaten biz, herkesin isteğine göre, onları memnun edecek projeler yapmak için varız.
+ Çok güzel. Biz öncelikle binamızın dokuz ay içinde tamamlanmasını istiyoruz.
– Eeee. Olabilir de, ama elbette bu binanın boyutlarına, yerine, zemine falan bağlı…
+ Hayır hayır. Bu konuda çok netiz. Dokuz ayda tamamlanacağına dair imza atmazsanız, size bina yaptıramayız.
– Tamam, anlaşabiliriz sanıyorum. İnşaatın yapılacağı arazi nerede, ne boyutlarda?
+ Arazi henüz yok.
– Yok mu?
+ Yok. Ama olacak. Yani, biz aslında bina yaptırmak için nasıl bir arazi lazım onu tartışıyoruz bu ara. Ama bu sizi durdurmasın, siz hazırlıklarınıza başlayın.
– Hazırlık? Şantiye olmadan mı?
+ Yani, biz bizim inşaatta çalışacak işçilerin, sadece bize çalışmasını istiyoruz. Onları işe almanız gerekecektir bu durumda. Onları alın mesela. Hatta, size tuğla, çimento falan gibi malzemeler de gerekecek ya… Onların da satınalmasına başlayın hemen.
– Yani bunlar yapılabilir elbette ama, bunları hazırlamak için de, önce inşaatı projelendirmemiz lazım. Bu iş de zeminden…
+ Arsa hazır değil. Ama olacak. Bunu konuşmuştuk sanırım.
– Tamam tamam. O zaman şuradan anlaşmaya çalışalım: Kaç metrekare olacak? Kaç katlı olacak? Kullanım amacı ne olacak?
+ Şimdi, arsa belli olmadığı için, metrekaresiyle ilgili bir şey söyleyemeyiz normal olarak. Kat sayısı olarak da, 15 katlı olabilir diye düşünüyoruz. Ama, 25 katlı da olabilir. Belki ihtiyaç doğarsa, 50 katlıya kadar çıkabiliriz…
– Şimdi, 15 katlı bina ile 50 katlı binanın temeli de, yapısı da farklı…
+ Bu ayrıntılara proje esnasında karar verelim lütfen. Biz baştan bu kadar ayrıntı düşünmek istemiyoruz. Aslında, kullanım amacı konusunda tamamen kararsızız, onu sözleşmeyi imzaladıktan sonra belirleriz diye düşündük.
– Şimdi benim anladıklarım doğru mu? Arsa belli değil. Doğal olarak inşaatın boyutları belli değil. Kat, 15-25-50 arasında olabilir. Hastane mi, otel mi, mesken mi olacağına da sözleşmeden sonra karar vermek istiyorsunuz. Bu projenin belli olan bir tarafı var mı?!?
+ Var tabi. Dokuz ayda tamamlanacak. Bir de, baştan ne ödeyeceğimizi bilmek istiyoruz.
– Nasıl?
+ Evet. Yani, siz bize bir teklif verin. Onun üzerinden pazarlığımızı yapıp anlaşalım. Ne ödeyeceğimiz baştan belli olsun. Tabii dokuz ayda tamamlanacağından da emin olalım.
– Yani, eni, boyu, yüksekliği, kat sayısı, yapısı, planı, projesi arsası bile belli olmayan bir projeye teklif vermemi ve bunun altına inşaatı dokuz ayda yapacağıma dair imza…
+ Dokuz ayda yapacağınıza dair değil. Doğru anlatamamış olabilirim, bugünden itibaren dokuz ay sonra bitmiş olması gerekiyor.
– Nasıl?
+ Yani, baştan dediğim gibi. Siz hazırlıklarınıza hemen başlayın. Süre konusu çok önemli bizim için. Tam dokuz ay sonra bugün tamamlanmış olması gerekiyor…
– Arsası olmayan binanın…
+ Olacak bina.
– İnşaatın metrekaresi belli olmayan binanın…
+ Yani bunun sorun olmaması lazım
– Kaç katlı olduğu belli olmayan binanın…
+ Yani dediğim gibi, ya 15, ya 25, yada 50 katlı…
– Ama parası baştan belli olacak binanın…
+ Doğal olarak. para baştan belli olmalı ki…
– Bugünden başlayarak dokuz ayda tamamlanmasını istiyorsunuz.
+ Evet, tam olarak anlaştığımızı görüyorum. Yalnız ufak bir ayrıntı daha var.
– Yok artık. Nedir o?
+ Binadan siz sorumlu olacaksınız.
– Ne?
+ Yani yıkılırsa, yeniden yapma garanti…
– (Köşeden sopayı kapar) Gel lan buraya!
+ (Koşar) Biz hep böyle çalış…
– De get! Hep beni mi buluyorsunuz lan!
+ (Uzaktan) Sen yapmazsan başkası yapar!
– (Sopayı fırlatır)
selcuk gural der ki
Harika bir örnek makaleniz için teşekkür ederim. Bunun bir sorun olduğu kesin, daha önemli bir sorun da kanımca Perşembenin gelişi Çarşambadan ve görünen köy kılavuz istememesine rağmen ne yazık ki bu işler hep böyle yapılıyor.
Fikret der ki
Çok güzel bir yazı olmuş. Fazlası var eksiği yok. Bu gibi durumlarda 49 TL’ye site yapılır reklamlarını gösterip onlara yönlendiriyorum.
Tarkan Canbal der ki
Bu olay gerçekten yaşandı mı 😀
Karşı taraf bariz ne yapacağını bilmeyen müşteri tipi 😀
Tarkan Canbal der ki
Ayrıca,buna benzer olaylar yazılımcıların da başına çok gelmekte.Müşteri geliyor, 100 tl’ye facebook yazdırmak istiyor ama nasıl olacağını bilmiyor gibi durumlar olabiliyor 🙂
Yaşar Safkan der ki
Benim inşaatla pek bir alakam yok :-).
Hikaye tamamen alegorik ve yazılım aleminde genel olan bitenden ilham alınarak yazılmıştır.
İnşaat alegorisinin güzel tarafı, herkes çok daha net anlıyor olan biteni.
Devran der ki
Çok güldüm, çok sık yaşanan bir sahne. En azından yalnız değiliz.