Benim ara sıra kullandığım bir laftır bu. Aptal kilidi. Benim açımdan yüklü bir laf. Olayın aslı sanırım Nasreddin Hoca türbesi’ndeki kilitten çıkıyor. Bilmem bilir misiniz, Nasreddin Hoca türbesinin koca bir kapısı vardır, üzerinde de kocaman bir kilit. Fakat kapı hariç, türbenin etrafı olduğu gibi açıktır. Esprili bir durum. (Bir rivayete göre uyanık bir takım devlet […]
Elif'in Blogu
Elif mi kim? Soru mu bu? Elif T. Kuş. Kendisiyle Overteam’de dokuz ay kadar beraber çalıştık. Şimdi kendisi Kolombiya’da. Ne yapmaya mı gitti? Neresinde mi? Merak edenler Elif’in blogunu okuyabilirler… Selamımı da söyleyin arada :-).
Modern Çağın Büyücüleri
Yazılımcılar. Sistem yöneticileri. Ayrıca bilgisayarın tuşlarına iyi basan bir takım başka arkadaşlar. Bunlar modern çağın büyücüleri. İçinden “yahu amma salladın, bu adamların yaptığı gayet gerçek ve bilimsel, büyüyle hokkabazlıkla işleri olmaz” diye geçirenler varsa, haklılar elbet. Ama anlatmaya çalıştığım o değil. Büyücü dediğiniz adam, herkesin bilmediği şeyleri bilir. Anlaşılmaz dev kitapları vardır. Garip lisanlarda, acayip […]
Kelebek Etkisi
Kelebek etkisi. Gayet teknik bir anlamı var. Kaotik sistemlerde, başlangıç şartlarındaki çok küçük bir değişimin, sistemin geleceğini çok büyük değişikliklere uğratabilmesini anlatır. Kelebek lafının olaya girişi ise şöyle: En tipik kaotik sistemlerden biri hava durumudur. Kelebek etkisi de adını buradan alır, çünkü böyle bir sistemde, burada kanat çırpan bir kelebek, beş gün sonra on bin […]
Çıraklık!
Yeniden çırak oldum. Bunu şikayet zannetmeyin, yanılırsınız. Durumdan çok memnunum. Çıraklık, genel olarak avantajlı bir durumdur çünkü. Neden mi? Fazla bir sorumluluğunuz yoktur. Bir şeylerin içine etmeye hakkınız vardır. Fazla bir iş çıkartmanız beklenmez, bir şeyler öğreniyor olmanız beklenir onun yerine…. Normal şartlar altında, insanlar çıraklık durumundan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde kurtulmak isterler, çırak […]
Google'da Birinci Hafta Bitmeden
Google’da birinci haftam bitmek üzere… Önce vesaire haberler… Ev buldum kendime geçen Cuma günü. Neyse ki olay beni havaalanaında unutma olayına benzemedi. Bir günde 11 adet eve baktık. Dublin acayip bir yer. Minik müstakil evler var mesela iki katlı. Bunların çoğu yüz yıldan eski. Binaların en kabadayısı (pek az istisnayla) dört katlı. Biraz da bu […]
Birinci Haftanın Notları…
Aşağı-yukarı birinci haftayı tamamladım Dublin’de. Yani bir kaç saat kaldı tamamlanmasına. Çok renkli bir hafta olmadı aslında. Olmasını ne bekliyordum, ne de istiyordum esas olarak. Motoru kısa bir süreliğine de olsa durdurmak gerekiyordu. Uzun süredir durmamış olan motoru. Uzun, hatırlayamadığım kadar uzun bir zamandır tembellik yapmamışım. Bir kaç gündür onu yaptım. Yattım. Kalktım. Televizyon seyrettim. […]
Gün 1: Dublin
Hikayeye pasaporta 27.03.2008 tarihli çıkış damgasını yediğimiz yerden başlıyoruz. Otobüsümüze bindik. Nedense, THY uçaklarına körükle binilmiyor genelde. Körüklü yere yanaşmak daha pahalı olacak. Kendi merkez havalimanında ucuzculuk yapıyor olmak da ilginç bir durum. Tabii bu benim yorumum. Her neyse, son otobüse kalanlar olarak, uçağa geldiğimizde insanların çoğu yerleşmişti. Civarda benim sırt çantasını tıkabilecek tek bir […]
Çocuk…
Ergenlik dönemimde ve sonrasında, annemin muhtelif defalar muhtelif sebeplerden bana söylediği bir laf vardı: “Çocuğun olunca beni anlayacaksın.” Bu lafa sinir olurdum. Çünkü, “yahu ikimiz de Türkçe konuşuyoruz, adam gibi anlatsan nesini anlayamacakmışım” diye düşünürdüm. Yani, ya annem anlatamıyordu, ya da zaten anlayacak bir şey yoktu ortada. İnsan çocuğu olunca neyi anlayacaktı ki? Neyi değiştirecekti […]
Buyrun Çözdük…
Overteam’den Burcu ve Nermin bana hediye olarak şöyle metalli tahtalı ipli bulmacalardan bir tane almışlar. Maksat ipi geri kalan tahta ve metal dalgametreden ayırmakmış. Buyrun, ayırdık. Bakınız resim.
- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- …
- 15
- Sonraki Sayfa »
Sosyal Medya’da