Bugün önceden bahsettiğim üzere, İngilizce blog için hazırlık yaptım. İngilizce blogu, Blogger’da tutmaya karar vermiştim zaten. Girdim Blogger’a. Doğal olarak safkan.blogspot.com‘u almaya niyetlendim. Fakat o da ne… Alınmış. Girmeye çalıştım. Bir tane yazı var. “Test” yazıyor o kadar… Bir yerden gözüm ısırdı. Sanki “test” Türkçe yazıyor. (Ne demekse o. Türkçe gülmek gibi bir laf oldu.) […]
Boğaziçi Üniversitesi — Parti
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde dün benim için parti düzenlediler… Hocalarım ve öğrencilerimden oluşan kalabalık bir grup ile beraber iki saat kadar konuştuk, söyleştik, yedik, içtik. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü, yıllardır hep “doğal evim” olarak gördüğüm yer oldu. Ev olarak içine girip oturamamış olsam da, hayatın tüm yoğunluğuna rağmen başladığım günden beri “mücbir sebep” durumları dışında […]
Eyyeter Beah!
Bu aralar, yine kafa binbeşyüz oldu. Son yazılardan anlaşılmıştır. Bir bunalım durumudur gidiyor. Zannedersiniz idam bekliyorum. Çalışma izni geldi. Vizeyi de aldım. Onu bile buraya yazamadım. Vize işinin çok çabuk hallolması biraz şok oldu. Onun kuyruk suyunda dağıldım gittim. Ama, eyyeter beah! Google’a gidiyorum, idama değil. İyi olsun diye gidiyorum, kötü değil. Zorla göndermiyorlar. Kendim […]
Yeditepe Üniversitesi’nde Öğrencilerle Sohbet
Dün, yani 13 Mart 2008 Perşembe günü, Yeditepe Üniversitesi’ndeydim. Maksat, “hem ziyaret, hem ticaret” idi. “Ticaret” lafın gelişi tabii. Hocaları, eski öğrencileri ve elbette Suna’yı (Suna bölüm sekreteri. Çok hoca, öğrenci geldi gitti, o sabit kaldı!) gördüm. Bu arada da, öğrencilerin adına seminer dediği, benim ise adına “öğrencilerle sohbet” demeyi tercih ettiğim olayı gerçekleştirdik. Geçen […]
To Be Continued…
Hani dizi seyredersiniz ya. Süresi önceden bellidir, yarım saatlik dizidir, bir saatlik dizidir, her neyse. (Şimdiki tek başına akşam öldürme gücüne sahip yerli dizilerden bahsetmiyorum elbette.) Bölüm ilginçtir, olaylar gelişmektedir. Güzel güzel seyrederken, aniden farkedersiniz ki, dizinin süresnin bitmesine beş-on dakika kalmıştır. O kadar zamanda, bu kadar olayın bir sonuca bağlanması mümkün değildir ki! Birden […]
Yayın Politikası – Vitrine Çıkmanın Bedeli
Sayın okurlar, bakarlar (resimlere bakanlara ne denir ki?) ve yorum yazarları, Bu sıralar vitrine çıkmış olma itibarı ile enteresan durumlar oluyor. “Benim yorumum yayınlanmadı, neden” falan diye düşünenler olabilir. Şöyle genel bir açıklama yapayım: 1. Hakaret içermedikçe, anlamlı oldukça, olumlu ya da olumsuz tüm yorumlar yayınlanır. 2. Hakaret içeren, bana kişisel saldırı içeren yorumlar yayınlanmaz. […]
Tik tak, tik tak…
Hiç uzanıp, duvarda çalışmakta olan saati izlediniz mi? Başka hiç bir şey yapmadan, kımıldamadan. Sadece ilerleyen saniye kolunu izlediniz mi? Tik, tik, tik, trak, tik, trak… Tam monoton olmayan ama düzenli bir ses. Bir saniye kısa bir zaman mı? Uzun mu? İki tik arasındaki süre işte. Algıya göre değişir o da. Bazen uzun gibi görünür, […]
Vitrin…
Vitrine de çıktık sonunda. Bu hafta (galiba Salıdan Salıya oluyor bu mesele, tam bilmiyorum ilk defa milli oluyorum) AzBuz ana sayfasında ortadan reklamımı yapıyor arkadaşlar. AzBuz ekibine güzel jestleri için teşekkür ederim. Benim hakkımda yazdıkları iyi şeyler için de. Torpille haftanın sitesi seçilmek güzel oluyor :-). Laf torpilden açılmışken, bir torpil daha isteyeyim. Siteme altıncı […]
İrlanda'ya Yeşil Kart…
Bugün mail geldi Google’dan. İrlanda için “Yeşil Kart”ım çıkmış. Yakında referans mektubu ile birlikte elimde olacakmış. Sonra iş vize için başvurup almaya kalıyor. Yeşil Kart, Amerikan usulü olan Yeşil karttan değil; ancak yakın bir şey. İrlanda bunu 2007 Şubatı’ndan beri yürürlüğe koymuş. İrlanda’da “stratejik beceri eksikliği” olan işlerde çalışacak olan yabancılara (AB vatandaşı olmayanlara) verilmek […]
Etel…
Bugün akşamüstü, Etel ile konuşurken (eşim olur kendisi) bir şey öğrendim, bir de fırça yedim. Öğrendim ki, blogumu sessiz-sedasız takip edenlerden biri de eşimmiş. Akabinde de, fırça geldi. “Blogunda benimle ilgili ne bir yazı, ne de fotoğraf var!” “Koyarım hemen istiyorsan” falan dedim ama, kurtaramadık durumu. Klasik “ben istedikten sonra faydası yok” durumuna geldi iş. […]
- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- …
- 15
- Sonraki Sayfa »
Sosyal Medya’da