Devir çok değişti.
Eskiden bir adama “Yahu sen deli misin, hiç öyle şey yapılır mı?” dendiğinde adam en iyi ihtimalle biraz bozulur, ya kendini sözle müdafa eder, ya da darılırdı. Şimdilerde kimsenin yüzüne karşı “Deli misin sen?” denmiyor bile, adam daha tanışırken “Ayol deliyim ben, sağım solum belli olmaz vallahi” diye başlıyor.
Karşımda birisi “Ben çok deliyim, çılgınım, ne yapacağım hiç belli olmaz” dediği vakit aklıma gelen şeylerden biri “Karşımda bir gerizekalı var, tanışıklığımız süresince en az bir gerizekalılık edeceği, sonra da özür dilemek zorunda kalacağı garanti. Şimdiden şirinlik puanı topluyor, en iyisi kaçayım” olabilir, ama asla “Aaa deliymiş bu, ne şeker, ne ilginç” olmaz.
Bir tek delilik olsa iyi, etrafta kusurlu tavrı, zararlı davranışı tabir edecek sahipsiz sıfat kalmadı. Kendine çılgın, sakar, tembel, sarsak, baş belası, orospu diyen adamlar türedi. Oha? Kavgada sıralasan böyle, dayak yersin. Kavga yoksa da kavga çıkar. Ama adam kendini tanıtıyor bu şekilde. Bir tanesine kulak verelim, “Evet, ben bir orospuyum. Yaşamak için her gün bedenimi ve emeğimi çalıştığım şirkete satıyorum, yaptığım bu. Sizin o orospu dediğiniz insanlar dafarklı bir şey yapmıyor, evet, toplumun dışında kalmış, o horlanmış, o itilmiş insanlar. Aradaki fark ne? Namus mu? Nedir namus?” Kavram kargaşalarında dünyan kayar böyle, “…namus? Bacak arasında değildir namus…” deyiverirsin. Artık sen de bir orospusun, peki hangimiz değiliz ki?
Bir laf var, “Davulun sesi uzaktan hoş gelir” diye. Delilik de, orospuluk da, aylaklık da dışardan bakan düz adam için sadece bir farklılık etiketi. Verdiğin kararlarla çok ağır şeylere sebep olmuş, pişmanlık duyuyor olabilirsin. Gerçek bir acı ve pişmanlıkla “Masum değilim” diyecek olsan, gelir karşına bu düz adam “Hiçbirimiz değiliz, daha geçen gün küçük bir çocuğa harçlık verdim. Eline para vererek o masum dünyasını kirlettim” der. Karmaşık durumlarda aldığın açıklanması gerçekten zor ve hassas kararlar için “Çünkü deliyim” desen, etraftan en az beş kişi çıkar “Aa, tıpkı ben” diyen. O adamın derdi kendini bir nebze farklı göstermektir, ya da yaptığını deliliğe vurup sorumluluktan kaçmaktır. Halbuki ayık ve farkında bir delilik, deliliğin sorumluluğunu da almak demek.
Kimsenin anlamadığı, çoklukla yalnız kalınan bir durumdur delilik, ama karşında “Ben de deliyim, tatlı belayım hihihi” diyenin ağzını burnunu eline verip “Al ben daha deliyim” diyebilecekken dememek, bunu hiç yapmamaktır.
Bir cevap yazın