Demin yeniden hesapladım. Yeditepe Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde toplam yaklaşık 14 çeşit ders vermişim. “Bunun yaklaşığı olur mu” demeyin, olur. Mesela iki tarafta da C dersi vermişim, ama tam aynı ders değil. Biri seçmeli, son sınıflara, biri birinci sınıflara mecburi ders. Yeditepe’de verdiğim “Introduction to Computer Engineering” var, ama o daha çok seminerlerden ibaret bir dersti onu saymadım. Yani yaklaşık 14.
Herhalde benim kadar çok çeşit ders vermiş olan hoca fazla yoktur. Ben aynı dersi nasıl 18 kere üst üste verebiliyorlar, onu anlamıyorum esas olarak. Ben en fazla Yeditepe’de C dersini verdim, o da üst üste beş defa. Artık kazan kaldırmaya hazır bir hale geldim bu sayede. Zira, “yahu ben bu adamlara bunu anlatmış mıydım, anlatmamış mıydım” diye şaşırmaya başladım son dönem.
Üst üste aynı dersi vermeme sebebim, tekrarlı işe dayanamamam. Ama yeni çeşit dersler vermeye kaşınmam ayrı bir mesele. Ben aslında, öğrenmek için ders vermeyi severim. Bunu ilk defa duyanlar, dumura uğrarlar. “Nasıl yani?” diye. Aslında anlaşılmayacak bir şey yok. Pek çok defa bilmediğim dersi verdim. Olmaz mı? Olur. Hem de şahane olur.
Bir dersi vermeye birden fazla hoca talip olursa, öncelik o dersi ilk defa verecek olana verilir. Hatta, en büyük öncelik konuyu bilmeyip, öğrenmek isteyene tanınır. Şaşırmayın, doğrusu ve faydalısı da budur.
İlk bakışta, sanki öğrenci için en faydalısı dersi konunun uzmanından almakmış gibi görünebilir. Ama bu doğru değildir. Konunun uzmanı için, herşey “eski haber”dir artık, neyi nasıl öğrendiğini unutmuştur, konudaki temel bilgiler ona çok basit görünür. Elbette her zaman değil, ama bazan bu durum öğrenci için felaket olabilir. Dersi ilk defa veren, hatta konuyu yeni öğrenen hoca için ise, durum farklıdır. Dersi öğrenci ile beraber o da yaşar, zorlukları görmek onun için çok daha kolaydır.
Elbette, bu dediklerim lisans seviyesindeki dersler için geçerlidir. Yüksek lisans ve doktora seviyesinde derslerin uzman hocalar tarafından verilmesi standarttır. Çünkü orada aktarılmaya çalışılan şey uzmanlıktır.
Mesela, “Algorithms and Data Structures” dersi bunlardan biriydi benim için. Kitabını 1998’de almıştım, öğrenmek için. Yıllarca rafta durdu. Sonunda dersini verip meseleyi öğrendim.
Gelecek dönem de (başka bir yazıda yazmıştırm bunu) database dersi verip, onun teorik yanını sağlam bir şekilde öğrenmeye niyetliyim.
Bu dönemki öğrencilerime mesaj: Bu dersi (Information and Entropy) ikinci kere veriyorum. Bunu da ilk verişte bilmiyordum!
Bir cevap yazın