Bu aralar, yine kafa binbeşyüz oldu.
Son yazılardan anlaşılmıştır. Bir bunalım durumudur gidiyor. Zannedersiniz idam bekliyorum.
Çalışma izni geldi. Vizeyi de aldım. Onu bile buraya yazamadım. Vize işinin çok çabuk hallolması biraz şok oldu. Onun kuyruk suyunda dağıldım gittim.
Ama, eyyeter beah!
Google’a gidiyorum, idama değil. İyi olsun diye gidiyorum, kötü değil. Zorla göndermiyorlar. Kendim istediğimden gidiyorum. E o zaman ne oluyorum?!?
Zaman zaman söylediğim gibi, hayatta bazen durup, “ben ne yapıyorum” diye düşünmek gerekir.
Durdum. Düşündüm. Yaptığımı beğenmedim.
Yattığım yerden ayağa kalkıyorum. Yumruk yemek var. Yere düşmek var. Ama düşmüşken yan gelip yatmak yok. Ayağa kalkmak var.
Gelelim resmin hikmetine. Resim sekiz yıllık. Amerika’dayken “online” bir tanıdık yaptı. Bana gönderdi. Benim “ejderha halim” buymuş. (Durvan, ben oluyorum. Bir nevi nickname. Bir ara onun da hikayesini yazarım.) Yanlış poz vermişim, kanatlarım çıkmamış. Dişler pek bir korkunç çıkmış.
Bunalım modu out. Ejderha modu in.
Sonradan ek:
Vallahi, zorlayanlar boşuna zorluyor. Israrlıyım, bunalım moduna girmiyorum.
Bir cevap yazın