Doğrusu, Google hakkında yazacak bir şeyler bulmak gerçekten zor.
Neden mi?
Aşağı-yukarı her şey sır da ondan. Ama şu yazacaklarım sır değil:
Google gibi ikinci bir yer var mı bilmiyorum. Olasılığı düşük ama.
Burada pek öyle bir “düzenli ordu” mantığı yok. Daha çok büyük bir gerilla topluluğu tadında yürüyor işler. İnsanlar genel olarak bilmedikleri işlere saldırıp yapıyorlar. Çekinen yok. Aynı işte uzun süre kalınması gerekmiyor, hatta istenmiyor. Her şeye rağmen işler yürüyor.
Nedeni belli. Internet de, teknoloji de büyük bir hızla değişiyor. Google’ın derdi de bütün dünyanın bilgisini organize edip ulaşılır kılmak olduğundan, herşeyin değiştiğinin toplamı kadar hızlı değişmek zorunda. Statikleşmek münkün değil, hem de çok tehlikeli.
Nasıl yapılıyor peki bu? Takımlar aylar hatta haftalar bazında kurulup değişiyor. Projeler bir kaç ayı geçmiyor. Mesela, altı aydan eski dokümantasyon genel olarak hiç bir işe yaramıyor. Üç aylık olan ancak fikir verebilir. Bu ay yazılmışsa, o zaman işe yarıyor.
Sistemin tamamını bilen kimse yok. Bu mümkün de değil zaten. Tabii, yapıyı genel olarak çok adam biliyor ama ayrıntıları bilmek olacak iş değil.
İşin mantığı, iyi adamları toplamak, onları tutmak, canlarını sıkmamak ve zor işlere sürmek üzerinden kuruluyor. Zordan korkmayan adamlar bunar. Bilmediği işten de.
Ortada bir “suç yükleme”, “suç atma” kültürü hiç yok. Mesele iş yapmak üzerine, hata yapmamak üzerine değil.
Mesela geçen günkü toplantımızda bana hiç bilmediğim bir iş atadı takım lideri. Tamam dedim. Bunlar bana göre normal, bunda bir şey yok. Enteresan olan, herkesin böyle olması.
Yani, “ortalama” bir şirkette, “ortalama” bir adama, bilmediği bir işi versen, üç hafta da süre versen, normal tepki “istifa etsem mi acaba” düşüncesidir… Burada standart çalışma bu…
İnanmak için görmek lazım!
Bir cevap yazın