Eğer bir yerde, bir şekilde yazılım işi yönetiyorsanız veya yönetil(em)iyorsanız, buyrun oturun. Anlatacaklarım var.
Hikaye şöyle başlıyor… Yazılım işi yapıyoruz. Yapılacak işler ve alacakları tahmini süreler şöyle belirlenmiş:
A: 3 Hafta
B: 2 Hafta
C: 4 Hafta
D: 5 Hafta
E: 1 Hafta
Günlerden t=0 anında, işlere başlıyoruz. A işiyle başlıyoruz. Bir hafta üzerinde çalışıyoruz. Sonra şu oluyor: Pek değerli yöneticiniz, ki adına Hamdi diyelim, geliyor ve diyor ki:
(t=1)
“A işini bırakın, D işinin önceliği var, ona başlayın hemen!”
Tamam, madem ki iş bunu gerektiriyor, hemen A işini bırakıp D işine girişiyorsunuz. Şu an itibarıyla, maalesef 0.5 hafta teknik borca girdiğinizin farkındasınız. Yani, iş değiştirme sebebiyle, bırakma/başlama maliyeti olarak, eğer A’ya başlayıp sonuna kadar götürmüş olsaydınız çıkacak maliyetin üzerine yarım hafta binmiş durumda. Yani toplam maliyet, 15 haftadan 15.5 haftaya çıktı, ama ne yapalım…
Mutluluk içinde D ile ilgileniyorsunuz iki hafta. Hamdi gene geliyor, ve diyor ki:
(t=3)
“D işini bırakın, W işi var, ona başlayın hemen!”
Yazım hatası falan yok. Önceden hiç konuşulmamış, listede olmayan W işini, Hamdi beyefendi hazretleri kim bilir neresinden uydurup getiriyor… Bakıyorsunuz ki, W bir haftalık iş. Tamam, bırakıyorsunuz D işini. Teknik borca bir 0.5 hafta daha yazıyorsunuz. Maliyet 16 hafta oldu. Bir de W işi çıktı, 17 hafta…
W işi netekim yapılıp bitiriliyor. Ona da şükür. Sonra siz doğal olarak, en son bıraktığınız D işine dönüyorsunuz. İki hafta çalışıyorsunuz. Yarım hafta patinaj yapıyorsunuz araya giren W işinden dolayı. D’nin beş haftasından üç buçuk haftalık kısmı bitmiş oluyor. Hamdi durur mu? Gene geliyor. Diyor ki:
(t=6)
“Ne yapıyorsunuz?”
Ne diyeceksiniz? “D’yi yapıyoruz” diyorsunuz en masum halinizle. Hamdi patlatıyor:
“Olur mu! Önce A yapılacaktı. Öyle konuşmadık mı?! A’ya üç haftalık iş demiştiniz, 6 hafta oldu! A’yı bitirin çabuk!”
Hamdi’de hafıza yok. Ya da olması işine gelmiyor. Sonuç aynı. Homurdanacak oluyorsunuz, bakıyorsunuz faydası yok. A işine dönüyorsunuz. Yarım hafta patinaj çekiyorsunuz. Bir hafta çalıştıktan sonra, Hamdi gene geliyor:
(t=7)
“A ne durumda?”
Bakıyorsunuz, son duruma göre, fazla bir ilerleme yok. İşe değiştirme derdinden, yarım hafta patinaj çekilmiş gene, ancak yarım haftalık iş yapılmış. Durumu lisan-ı münasiple anlatmaya çalışıyorsunuz. Fazla fayda etmiyor. Emir geliyor:
“A hafa sonuna bitecek! Gerekirse gece gündüz çalışıla!”
Homurdanıyorsunuz. Ekip de homurdanıyor. A’ya 1.5 hafta iş yapabilmişsiniz. Daha 1.5 haftalık işi var. O da araya bir şey girmezse. Hamdi ise, ürünü dün istiyor. Abanıyorsunuz çalışmaya… Hafta sonuna bir şeyler oluyor, ama problemler çıkıyor sonraki hafta. Ekip yorgun. A tamamlanmamış. Gereksiz hızlandırma yüzünden, problemlerin hallolması iki hafta daha götürüyor. Bu esnada, Hamdi her gün bozacıdan boza alıp, ensenizde pişiriyor. Elbette o sürelerin kaybolmasında kendisinde bir suç bulmuyor. Arada D işine gidilip gelindiğini unuttuğu gibi, W işinin ne olduğunu falan bile hatırlamıyor. Hafızasız yönetim iş başında…
(t=10)
Bu noktada durum şu: W işi yapılmış ve unutulmuş. A işi zar zor halledilmiş. A işinden öyle bir sopa yenmiş ki, D işinde yapılanlar kimsenin aklında bile kalmamış. W işini de sayarsak, 4 haftalık iş çıkmış. Ama takvimde 10 hafta ilerlemiş.
Orijinal olarak işler 15 haftalıktı ya…
Kalan sürede, Hamdi kendine başka eğlence bulmuş olacak ki, sizi rahat bırakıyor. Siz de, oturup bir planlama yapıp, hızlı ama kaldırılabilir bir tempoda, 5 haftada D, B ve E işlerini tamamlıyorsunuz. Kahramanlık! Olağanüstü performans çıkarttığınıza memnun bile oluyorsunuz. Hem teknik borcu ödeyip, hem de neredeyse tahminin yarısı kadar zamanda bu işleri yapıyorsunuz.
Beş haftanın sonunda, Hamdi’nin gene yönetme saati geliyor:
(t=15)
“İşler bitti mi?”
Siz de, takdir bekleyerek, diyorsunuz ki: “Vallahi bir tek C kaldı!”
Negatif yönetim hemen iş başına geliyor:
“Nasıl olur! Bu C, dokuzuncu haftada bitecekti! On beş hafta olmuş! Ne yapıyorsunuz siz? Nasıl atlarsınız C işini? Her şey kalsaydı da, C işi olsaydı! Böyle felaket olamaz!” … (daha gider bu…)
Eğer mesela, C değil de, yapılmayan iş B olsaydı durum farklı olacaktı sanıyorsanız, büyük yanılgı içindesiniz.
Negatif yönetim tam olarak bu. Olmuşları, yapılmışları tamamen gözardı edip, sadece olmamış şeye odaklanmak ve dünyanın eksenini onun üzerine yerleştirmek.
Bu hafızasızlık ve negatif yönetim, ilginç (belki de çok ilginç değil) hep elele giden şeyler.
Bu durumdan nasıl korunursunuz?
1. Yüzde yüz koruma sağlayacak bir kalkan henüz icad edilmedi. Usta Bruce Lee der ki, en iyi savunma orada olmamaktır. Tepenizde böyle birisi varsa, Kariyer.Net’te CV güncelleyin. LinkedIn’den birilerini ekleyin arkadaş olarak. Anladınız siz onu.
2. Her keyfi emirde, emirin sonuçlarını net olarak söyleyin. Her anda, elinizde iş listesi ve yapılmışlık durumları net olarak bulunsun. (Evet zor. Bkz: Madde 1.)
3. Mümkünse emirleri yazılı alın (e-mail olur) eğer yazılı vermiyorsa, siz yazılı hale getirip verin. Tarihleri ve işleri iyi takip edin. Eğer, “ben bunlarla mı uğraşacağım, proje mi yapacağım” diyorsanız, bkz: Madde 1.
4. Süreleri abartın. En az dörtle çarpın. Bunu alıştıra alıştıra yapın ki çakılmasın. İş yapmamaya siz de alışın. Memleketteki kanserli durumlardan biri de sizin şirketinizde oluşsun. Hem koltuğunuz ısınır. Hem de Madde 1’i yürürlüğe koymak zorunda kalmazsınız.
Hepsi olmadı, bırakın bu işleri!
Bir cevap yazın