Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni dönem bu hafta başladı. Bu sabah (Salı) ilk ders varda. İlk derslerde ders yapmak huyum değildir. Yine yapmadım. Tanışma ve “öğrencilik dersi” yaptım. Dersin kuralları nelerdir, nelere dikkat etmek lazımdır, notlandırma nasıl olacak gibi meseleleri aradan çıkarttım. İlk gün öğrencilerin çoğu da ders olmasından hoşlanmaz. Zamanında ben de hoşlanmazdım. İlk günü böylece geçirdik.
Geçen baharda bu dersi ilk defa olarak vermiştim. Yanılmıyorsam 15 öğrenci vardı. Bu dönem 31 öğrenci kayıt yaptırmış. Ders herhalde beğenildi; tabii birinci sınıfta zaten olan seçmeli ders sıkıntısının bu dönem artmış olmasının da etkisi olabilir.
Bu ders, orijinal olarak MIT’de açılmış bir ders. Aslında bu konuları içeren iler düzey dersler yıllardır var. Ama, ilk olarak MIT, hedefi birinci sınıf öğrencileri olarak böyle bir ders açtı. Biz de dedik ki, demek ki MIT yapmıştır, bizim neyimiz eksik? Eksiğimizi çok da aramadık (arasak bulacağımızdan korkarız) Boğaziçi Üniversitesi’nde de açtık.
Geçen sene, dersi bir asistanla ben verdim. Bu sene kadromuz epeyce daha zengin. Dersin “ders” kısmını ben veriyorum. Boğaziçi’nde adı “problem session” denen kısmına da kadim dostum Taylan Akdoğan giriyor. Daha doğrusu Yrd. Doç. Dr. Taylan Akdoğan diyelim. Bogaziçi’nde bu “problem session” denen şeylere asistanlar girer. Herhalde bütün okulda problem session’ına hoca giren tek ders budur. Öğrencilere madem MIT’den aşırma ders veriyoruz, MIT usulü yapalım dedik. (MIT’de buna “recitation” derler ve mutlaka ikinci bir hoca girer.)
Üstüne üstlük iki adet de canavar asistanımız var. Bu dönem ders tadından yenmeyecek.
Öğrencilerin genel görüntüsünden de memnun kaldım. Çoğunluk dersle pek ilgili görünüyordu. Ne diyeyim, yeni dönem hayırlı olsun!
Bir cevap yazın