Kadın yazılımcı konusunu daha önce yazmıştım. İçeriğine neler yazdığımı unutmuşum. Az önce açtım, yeniden okudum. İşte şurada duruyormuş: Kadın Yazılımcının Derdi
Ne oldu da bu yeniden gündeme geldi? Beni, Yalova Üniversitesi Bilişim Kulübü, gelip öğrencilerle bir “sohbet” edeyim diye davet etti. Kontak kurma işini de kulüp başkanı Seher Yılmaz yaptı. Geçen Cumartesi (14 Aralık 2013) oradaydık, sohbeti gerçekleştirdik. Seher ve diğer arkadaşlara buradan misafirperverlikleri için teşekkür ederim.
Sohbete katılım çok yüksek değildi. Yalova Üniversitesi’nde adet haline geldiği şekilde, ara sınavlardan sonra genel bir “kampüsten kaçış” yaşanmış… Yirmi civarı öğrenci vardı. Çok seçici değilim, on kişi olduktan sonra, problem yok.
Bildiğimce ve dilim döndüğünce, “bu işler nasıl oluyor” konusunda bilgiler verdim. Sonra, konu bir şekilde “kadından yazılımcı olur mu, olmaz mı?” konusuna geldi ve bir süre orada takıldı…
Yeditepe Üniversitesi ziyaretinde, kız öğrencilerden biri, “neden kadın yazılımcı istenmiyor?” tarzında bir soru sormuştu; konu da böyle açılmıştı. Bu sefer olay biraz farklı oldu. Erkek öğrencilerden biri, “kadından yazılımcı olmaz” fikrini savundu. İlginç olan noktalardan biri ise, salonda kız öğrenci çoğunluğu olmasına rağmen, onlardan pek fazla karşı fikir çıkmadı. Bu, ben kadın yazılımcı durumunu yeterince sağlam savunduğum için de olmuş olabilir ama, boşuna günahlarını almayayım.
“Kadından yazılımcı olmaz” demesi kolay tabi, arkasını doldurmadığımız sürece. Ben bu fikrin üzerine, gerekçelerini sordum. Gelen gerekçeleri ve verdiğim cevapları sıralamak isterim önce…
“Yazılımcıların ortamı farklı oluyor, kadınlar ortama uymuyor…”
Yazılımcıların ortamı farklı falan olmuyor. Bu gerekçeyi, önce aslında olduğu gibi ifade etmek lazım. Sonra cevaplamak uygun düşer. Yani, burada diyor ki, “Biz erkek erkeğe takılırken, her türlü kabalığı yapıyoruz, ana-avrat küfürlü konuşuyoruz, kadın olunca bu rahat ortam bozuluyor”.
Doğru, kadınlar ortamda varken, sürekli ana-avrat küfredemezsiniz. Rahat rahat burnunuzu da karıştıramazsınız. Hani, tabiri caizse, “tombala” da çekemezsiniz. Ama, bunun savunması, “biz kendi pisliğimiz içinde yaşamak istiyoruz”dur ki, bu kabul edilebilir bir savunma değil. Daha seviyeli, daha temiz bir ortamı, kendiniz de istemelisiniz aslında.
Öte yandan, kadınlar da “başka tür”den mahluklar değiller. Onlar da insan. Kendinize çeki-düzen vermeniz gerekebilir; ancak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi gibi davranmaya da gerek yok, olmamalı. Yani, makul seviyede bir orta yol bulunmalı…
İşin gerçeği şu: Tek cinsiyetli ortamlar, genel olarak yüksek “iğrençleşme” kapasitesine sahip oluyor. Bakınız erkek yurdu-kız yurdu. Karma ortamlar ise, çiçek gibi oluverir.
“Yazılım Sektörüne Hakim Müdürler Kadın Yazılımcı İstemiyor”
Olgu olarak doğru olabilir, hatta doğrudur. Ancak, bu kadından yazılımcı olmayacağının ispatı olmak kenarda dursun, o yolda delil dahi değil. Ya neyi gösterir? İlgili müdürlerin (a) cehaletini, (b) beceriksizliğini.
Cehalet maddesi oldukça açık olsa gerek. Yani, erkek-kadın arasında zihinsel yetenek farkının, bugüne kadar sadece uzay geometri konusunda olduğunu bilmiyor oldukları anlamına gelir. (Kadınlar o yüzden arabaları parkedemiyor. Arkasında kalınca sabır deneyen bir durum da olsa, çok özel meslek/durumlar dışında önemli bir eksiklik değil.)
Beceriksizlik de şu anlamda: Kadınlar, erkeklerle eşit olsalar da, aynı değiler. Dolayısıyla, erkekleri yönettiğiniz şekilde kadınları yönetemezsiniz. Daha kolay ya da daha zor değildir, sadece farklıdır. Bir yönetici olarak, kadın yönetmek de görev tanımınıza dahildir. Hoş, yöneticilerin çoğunun erkekleri de düzgün yönetebildiği söylenemez ama, bu yazının konusu değil…
Ek olarak şu var: Yakın zamana kadar, aynı adamlar, kadınların çalışmasına külliyen karşıydı… Yakın zamana kadar “kadın hakim” olamıyordu. Yine yakın zamana kadar, kadın, çalışmak için kocasından izin almak zorundaydı.
Şimdi yazılımcı mı olmuyor?
Tabii, madalyonun bir de öteki yüzü var. Eleman seçiminde, nasıl “cinsiyet körlüğü” talep ediliyorsa (en azından ben ediyorum), eleman performans değerlendirmesinde de, “cinsiyet körlüğü” olacaktır ve olmalıdır. Yani, yazılım her ne kadar istemesek de, gece çalışması zaman zaman olan, mesaiye kalınan, meşakkati bir iştir. Kadın eğer yazılımcılık yapacaksa, bu şartlara da uyacak. Yani, “ben altıda çıkarım ben bayanım”, “beni evden arayamazsınız” gibi şeyleri de talep etmeye kadının hakkı yok. Eğer bu işleri yapacaksa…
Kadın-erkek yazılımcı oranı, tam bire bir olacak diye bir şey yok. Önemli olan, seçimde başarı, beceri ve performansı esas almak. Bunların ve tercihlerin sonucunda oran başka bir yere yerleşiyorsa, varsın yerleşsin. Ama, “olmuşken erkek olsun” diye düşünmek, pek çok kadın yazlımcıya ayıp oluyor diye düşünüyorum.
Şunu da söylemeden kapatmayalım. Yalova’ya Basri ve Elif ile beraber gittik. Elif, kadın yazılımcı. (Ben kadın yazılımcı gördüm. Kadın yazılımcı var.) Elif oradaki muhabbetin üzerine tepki olarak yeni bir site hazırlıyor. Bkz: Kadın Yazılımcı. Henüz başlangıç aşamasında, ama enteresan şeyler olacak orada sanki.
Coder der ki
Bir kere mantık yürütemedikten sonra gerisi laf-ü güzaf.
10 yıldır bu sektörde olup da for yazamayan bir sürü hanım efendi var.
Ortam , müdür gibi saçma argümanlara açıklama getirmek sadece olayı perdelemek olur.
Tafa der ki
Sadece Elif mi tanıdığınız kadın yazılımcı?
Azmış…
Yaşar Safkan der ki
Lan Tafa, çanak soru mu soruyorsun? 🙂
bayanyazılımcı der ki
Gecenin bir körü açtım bilgisayarı Asp.net yazıyorum aklıma birden bayan yazılımcılarla ilgili bir platform oluşturmak geldi araştırma yaparken iki yazınıza da göz gezdirme fırsatı buldum daha sonra sizin gibi düşünen bir çok erkek yazılımcı da devamını getirdi lakin siz yazılarınız da en azından bizi savunuyorsunuz. Düşünüyorum da onca sene neden okudum iş bulamayacaksam beni ortam da barındırmayacaklarsa destek olmak yerine yargılayacaklarsa emeklerim nerede diye sonra tekrar düşünüyorum idealist bir insanım onun bunun dediğine bakmam yoluma bakarım diye sonra yine düşündüm seni işe alacak olanların kafa yapısı başka çalışıyor ise ve hedeflerime giden yol da bir bariyer daha oluştu aşmam gereken.Elif hanımı sitesinden ötürü takip ediyorum kendisini de kutluyorum en azından sesimizi duyurabilmiş.Buarada yıl 2016 ve hala değişen bir şey olmadı.