Her yazı popüler olacak değil. Popülerlik isteyerek de yapılamıyor zaten.
Pandemiden önceydi, kendi başıma yürüyorum. Bir afiş gördüm, üzerinde Hulk var. Eski mi yeni mi bilmiyorum ama, Hulk’u görünce yürürken kafam serbest çağırışımla çalışmaya başladı. Hikayesini düşündüm Hulk’un… Bruce Banner, gamma radyasyonuna maruz kalıp, Hulk’a dönüşmüştü…
Sonra düşündüm, “Gamma radyasyonu hangisiydi?” diye. Alfa, beta, gamma, hangisi hangisiydi yahu? Bir kaç saniye kafa karışıklığı ile düşündüm. Çıkaramıyorum ucunu…
Sonra bir anda silkelendim. Ben bunu nasıl bilemem? Doktoralı nükleer fizikçiyim ben, benim deney konum da, tez konum da proton-nötron çarpıştırıp gamma ışınları üretmekle alakalı. Biz bu gammayla yıllarımızı beraber geçirdik! Nasıl ya?
Kendi kendime hem homurdanıp hem gülümsedim. Nasıl oldu peki bu iş? Nasıl çıkartamadım ben gamma’nın ne olduğunu düşününce?
Kafamın içini araştırıp karıştırınca anlamaya başladım olayı. Hulk ile tanışıklığımız eski. Hulk filmlerinde gittiğim lise yıllarında, alfa-beta-gamma radyasyonunu da öğrenmişim. Hulk’un da bu radyasyonla ilgisi olduğu için, bu iki bilgi adası birbirine yakın ilişkili olmuş.
Sonra üniversitede ve özellikle doktora yıllarında, yeni “fizik bilgisi kütlesi” eskisiyle pek de ilişkilenmeden, apayrı (ve çok daha büyük) bir ada haline gelmiş. Eski lise bilgisiyle ilişkisi olmadığı gibi, Hulk’la da yok.
Hafıza Hulk üzerinden tetiklenince, lise bilgisi geldi tabii. Oranın içinde bir alfa-beta-gamma yazıyor ama, neyin ne olduğu bilgisi pek flu. Orada arayınca, pek bir şey bulunamıyor tabi.
Bu beyin garip bir meret gerçekten.
paslanmaz çelik evye bataryası der ki
çok güzel… blogunuzu gerçekten seviyorum…