Ağır yazılar yazmaktan ve ağır konular konuşmaktan içim şişti.
Şöyle basit, teknik, ama öte yandan da ütopik kısa bir yazı yazayım dedim. Hem, yazılımcı arkadaşları yine az-çok ilgilendirecek bir yazı…
Yazılımcı arkadaşlar iyi bilir, şu anda kullanmakta olduğumuz Gregorian takvim sistemi, belalı bir sistemdir. Elbette, esas sorun, bir tropik yılın, 365.24219 güne denk gelmesi. Ama, diğer sorunları da kendimiz yaratmış durumdayız. Öyle bir durumdayız ki, şöyle problemlerimiz var:
- Şu ayın şu günü haftanın hangi gününe geliyor başımızın derdi. Tatil günleri falan gezip duruyor. Sürekli “şuraya-buraya denk gelme” durumları peşindeyiz.
- Her ayın farklı sayıda günü var. Dolayısıyla mesela, “bir ay eklemek” dertli, 31 Mart’a bir ay ekleyince neresi olacak? Bunun tanımı bile sakat.
- Onu söylemişken, “Bir ay kaç gündür?” sorusunun cevabı da yok.
- Artık yıllar muallak. Sene dörde bölünüyorsa artık yıldır. Ama yüze de bölünüyorsa artık yıl değildir. Amma ve lakin, 400’e de bölünüyorsa, yine de artık yıldır. (2000 yılında bu ikili istisna durumunu yaşadık.)
Tutsak mesela, takvimi şöyle yapsak:
Bir ay ve her ay tam 28 gündür.
Bir yılda 13 ay vardır.
Bu 13 ay, toplam 364 gün eder.
Her yıl, geriye bir (“normal yıllar”) veya iki (“artık yıllar”) gün kalır. Bunlar, artık gün ve ikinci artık gün olarak bilinir. Herhangi bir aya ait değillerdir. Herhangi bir haftanın günü de değillerdir.
Her yıl ve her ay, Pazar günüyle başlar. Yani her ayın ilk çalışma günü ayın 2’si, son çalışma günü (Cuma) 27’sidir.
Tabii, akla muhtelif problemler geliyor hemen:
Ayların 29-30-31’li günlerine gelen bayramlar falan ne olacak?
Bir şey olmayacak. Koy başka güne. 29 Şubat’ta doğan adam ne yapıyorsa onu yap yani.
Artık gün dert olacak bu sefer!
Yazıyla bir, rakamla 1 tane gün dert olacak. Her ayı 30 günden hesap yapıyoruz yeri gelince, bir şey olmuyor.
Artık gün haftanın günü değil deyince, acayip oluyor. O ne olacak?
Çok mecbur kalırsan Pazar dersin.
Artık günde önemli tarihsel bir durum olursa, çok garip olmayacak mı?
Ohoo, hırs yapmışsın sen. Artık günde, uluslararası sözleşme yapacağız, herkes uslu duracak. Tamam mı?
Bu saatten sonra, kimse takvim sistemi değiştirmez hacı!
Yahu, onu ben de biliyorum. Ama düşünmeme engel değil. Hem, umut fakirin ekmeğidir.
Adını da “Uyumlu Takvim” koydum.
Bakarsın bir şey olur…
Charmender der ki
bazen ben de böyle konular üzerine beyin fırtınaları oluştururum; tuvaletteyken 🙂
Barış Poyraz der ki
Bu özellikle internet camiasında daha önce de dile getirilmiş bir şey. Keşke olsa. Ama kendi paramızdan sıfır atmamız bile kolay olmadı. Hala milyon milyon konuşan gırla esnaf var 🙂
bkz. http://i.imgur.com/sKQ6dbD.png