“Tartışmak”, kelime kökeni olarak açık şekilde “tart”maktan türemiş bir kelimedir. Durum böyleyken, onu öyle hallere soktuk ki, “tartışmayın arkadaşlar” yada “tartışma çıktı” denilen durumlarda, negatif anlamlarda kullanılır oldu…
Tartışma, önemli ve gerekli bir süreçtir. Fikirlerin, veriler, gerekçeler ve olaylar üzerinden tartılması ve değerlendirilmesi anlamına gelir.
Bir tartışmanın tartışma olabilmesi için, tartışan tüm taraflar için (ikiden fazla da olabilir bu elbette) esas amacının, tartışmanın sonunda, “doğru”ya tartışmanın başlangıcında olunduğundan daha yakın hale gelmek olması gerekir. Yani, tartışma, iki veya daha fazla insanın, fikirlerini ve bilgilerini ortaya koyarak, doğruyu arama girişimi olduğu sürece tartışmadır.
Öte yandan, eğer taraflardan en az birinin amacı doğruya yaklaşmak değil de, “haklı çıkmak” veya “kendi fikrini kabul ettirmek” olursa, onun adı tartışma olmaz.
Sanıldığı üzere, tartışma kazanılmaz yada kaybedilmez. Tartışmadan faydalanılır.
Sıklıkla “satılmaya” çalışıldığı gibi, “doğru fikir yoktur, iyi savunulan fikir vardır” önermesi de, doğru değildir. Tartışma, herhangi bir fikri kayıtsız şartsız, veryansın edercesine savunmak anlamına gelmez.
Tartışmanın, belli kuralları vardır. Esasen, kefeli teraziyi kullanırken uyulacak kurallardan çok uzak değildir bunlar…
- Tartışmaya başlarken, -eğer deliller ve olgular gerektiriyorsa- tarafların kendi fikirlerini değiştirebileceklerini kabul etmiş olmaları gerekir.
- Herhangi bir konu ya da nokta açıklığa kavuşturulmadan, başka bir noktaya atlanmaz. En azından, farklı düşünüldüğü konusunda anlaşmaya varılması gerekir.
- Soruya, soruyla yanıt vermekten kaçınmak gerekir. Nihayetinde, sadece sorulardan oluşan bir tartışmadan sonuç çıkmayacağı açıktır.
- Ortaya konan herhangi bir fikrin, deliller veya üstünde anlaşılan başka fikirlerle desteklenmesi gerekir. “Bu zaten doğrudur” yada “delile ihtiyacım yoktur” yaklaşımı geçerli olmamalıdır.
- Üzerinde tartışılmış ve anlaşılmış bir konu veya nokta, o tartışma üzerinde öyle kabul edilir. Bununla çelişen fikirler ortaya konmaz ve savunulmaz. Yeniden aynı konu veya noktaya dönülmez.
- İnsana saldırılmaz. “Sen zaten böylesin” yada “tabii ki öyle dersin” tarzı ifadelerin tartışmada yeri yoktur.
Uyulması gereken kurallar bunları kapsar, ama bunlardan ibaret değildir. Genel olarak, tartışmanın kefelere ağırlık koyarak devam etmesi gerekir. Terazinin topuzuyla veya kollarıyla oynayarak değil.
Unutmayın: Hak vermek, kötü bir şey değildir. Önemli olan da, haklı çıkmak değil, haklı olmaktır. Tartışmada, “düzgün” tartışılırsa, kimse haklı çıkmaz, ama sonucunda herkes haklı olur.
Bir cevap yazın