Usta ve çırak…
Bölüm iki: Ustanın intikamı…
Usta-çırak ilişkisi, ister istemez asimetrik bir ilişkidir. “Arkadaş gibi” olunsa da, ancak “gibi” olunabilir. Roller asla tersine dönmeyecektir, usta artık “işe yaramaz” hale gelse bile, yer değişmeyeceklerdir. “Düzgün” bir usta-çırak ilişkisinde, öğreten, veren, hep ustadır. Elbette çırak da nihai olarak ustanın işlerine yardımcı olur ama, bu genel akışın yönünü değiştirmez.
Peki, gerçekten böyle midir bu durum? Çırağa göre iyi bir ustanın ne olduğu bellidir de, ustaya göre iyi bir çırak nedir?
Burada, pek de bariz olmayan bir durum var bence: Çırak da, bir anlamda ustanın ustasıdır. Çırak ustadan öğrenirken, usta da çıraktan öğrenir. Eski meselelere yeni gözlerle bakmak zorunda kalır. İyi bir çırağın zorlamasıyla, yaptıklarını daha iyi yapmanın yollarını arar. Çırak olmasa, yapmayacaklarını da yapar. Usta çırağı şekillendirirken, çırak da ustayı farkında olmadan alabildiğine bileyler.
Çırak, bu olan bitenin çok da farkında olmayabilir.
Ama usta bilir…
Bir cevap yazın