Buraya standart iş görüşmesinde ne yapmalı ne yapmamalı diye öğrenmeye geldiyseniz, yanlış geldiniz. Gerçekten, “damardan” teknik sorular sorulan yazılımcı iş görüşmesinde ne yapmalı ne yapmamalı onu öğrenmeye geldiyseniz, doğru geldiniz.
Burada esas muhatabımız, yeni mezun veya az tecrübeli, yazılım işinde kendisine gelecek arayan arkadaşlar. Öte yandan, aralarda “kaşarlı” arkadaşların bile işine yarayacak şeyler olabilir…
Maddeler halinde anlatalım derdimizi:
- Görüşmeye vaktinde gelin. Eski bir kuraldır bu, ama tüm eski kurallar palavra değildir. Örnek olarak bu doğrudur. Bazen vaktinde gelmek mümkün olmayabilir. Bu durumda, genel ve basit kural şudur: Ne kadar zaman gecikecekseniz, o kadar zaman önceden haber vermeniz uygun düşer. Mesela, yarım saat gecikecekseniz, görüşme saatinden yarım saat önce haber vermeniz gerekir. On dakika önce arayıp, “ben bir saat kadar gecikeceğim” derseniz, pek olumlu bir görüntü vermezsiniz. Tercihen, iptal etmeniz gereken durumda da en az bir gün önceden haber vermeniz beklenir. “İptal edeceksem ne farkeder” demeyin, dünya küçük, piyasa daha küçük…
- Gelmeden önce dersinize biraz çalışın. Hayır hayır. Teknik olarak ders çalışın anlamında değil bu. Hangi şirkete geliyorsunuz, o şirket ne iş yapar, sizin ilginizi çeken (“sigortalı bir iş”ten başka) ne vardır o şirkette. Bunları öğrenmeye çaba sarfedin.
- Soruları ciddiye alın. Bunu okuyorsanız, muhtemelen soruları ciddiye almayacak kadar kaşarlı değilsiniz. Onun için, duruma ciddi yaklaşın. Kolay görünse bile. Hatta, özellikle size kolay görünen soruları alabildiğine ciddiye alın. Zor soruyu yapan, ama kolay soruda ayrıntılarda hata yapan adaya göre, zor soruda takılan ancak kolay soruyu hiç bir ayrıntıya takılmadan mükemmelen çözen aday daha olumlu bir görüntü çizer.
- Soruları iyi anlayın. Soruyu tam ve doğru olarak anlamadan vereceğiniz uğraş da, harcayacağınız zaman da ziyan olacaktır. Gerekiyorsa soruyu anlamak için sorular sorun. Doğru anlayıp anlamadığınızı doğrulamak için, soruyu kendi kelimelerinizle ifade ederek görüşmeciye onaylatın.
- Düşünün. Basit değil mi? “Düşünmeden cevap vermek Allah’a mahsus” diye bir cümleyi iş görüşmelerinde sıklıkla sarfediyorum.
- Düşündüklerinizi ve yaptıklarınızı anlatın. Görüşmeciden aklınızı okumasını beklemeyin. Ben okuyamıyorum halen, bütün gayretlerime rağmen. Düşünüp de takıldığınız bir yer varsa, onu tam olarak tarif etmeye gayret gösterin.
- Teslim olmayın. “Ben bu soruyu yapamıyorum” tipinde şeyler söylemeyin. Yapamasanız bile, uğraşmaya devam edin. İpucu isteyin. Düşündüklerinizi sesli olarak yeniden gözden geçirin. Bir sonraki soruya atlanacaksa, bu kararı bırakın görüşmeci versin.
- Ukalalık yapmayın. Google’da meşhur olmuş bir laf var: “Eğer haklıysanız, ukalalık değildir.” Ama haksızsanız, iş görüşmesinde çok olumsuz bir tablo çizersiniz. Soruya veya verilen bilgilere itiraz edecekseniz, kendinizden iyice emin olun.
- Ücret beklentiniz sorulursa, cevaplamaya hazır olun. Tek bir sayı (rakam deriz buna ama sayıdır tabi aslında) söylemeye hazırlıklı olun. Aralık söylerseniz, elbette ki aralığın alt ucu geçerlidir. Bunu nasıl belirleyeceğiniz ayrı bir yazının konusu olabilir, ama söylemek durumunda kalacağınız da gerçektir.
Bundan ötesi, teknik bilgi, beceri ve yeteneğe bakar. Onları da tek bir yazı okuyarak bırakın düzeltmeniz, etkilemeniz bile mümkün değildir. Burada yazılanlara dikkat etmek, bilgi beceri ve yeteneğinizi en olumlu şekilde ortaya koymanıza yarayacaktır, o kadar…
nezir yatman der ki
Hocam yazık olduya ben bu yazıyı sizinle mülakata girdikten sonra yeni görüyorum:) çok aydınlatıcı hocam elinze, dilinize,klavyenize sağlık:)