p>Futbol, enteresan bir oyundur. Bir takım oyunudur. Takımın takım olabilmesi, tek vücut gibi davranabilmesi de çok önemlidir. Takım olamayan futbol takımı başarısızlığa mahkumdur.
Ama, ilginç bir durum daha var. Futbolu olduğu “fenomen” yapan, tribünleri dolduran, insanları naklen yayınların karşısına çivileyen şey, takım oyunu değildir. Ya nedir? Yıldız oyunculardır.
Futbol seyircisi, maça savunmadaki oyuncuların birbirine yerden kısa ve kolay paslar atmasını izlemek için gitmez. Kalecinin degaj yapmasını da seyretmeye gitmez. Taç atışı kullanılmasını da seyretmeye gitmez. Bunlar vardır ve olacaktır, doğru yapılmaları da çok önemlidir. Ama seyircinin esas görmek istediği, olağanüstü şeylerdir. Topu alıp beş kişiyi çalımlayıp gol atan oyuncuyu görmek ister. Serbest vuruştan inanılmaz falsolu goller atan oyuncuyu görmek ister. Kırk metreye cetvelle ölçülmüş gibi pas atan oyuncuyu izlemek ister. Tam doksana giden topu, uçup kurtaran kaleciyi seyretmek ister.
Neden? Bunlar zoru, hatta zaman zaman imkansız gibi görüneni başaran oyunculardır. Diğer oyuncular da yıldız oyuncularla omuz omuza veya rakip olarak oynamak isterler. Onlardan öğrenilecek şeyler vardır çünkü. Onlarla aynı sahada oynayanların futbolu ister istemez gelişir. Onlar, futbolun esas sahipleridir. Yeteneklidirler, ama yeteneklerini kullanmak için ne gerekiyorsa yapmışlar ve çalışmışlardır.
Kaç tanedir bunlar? Pek azdır. Tüm futbolculara bakarsak, onda biri değildir. Yüzde biri bile değildir muhtemelen. Ama, ilginç şekilde futbolu değiştiren, geliştiren, futbolu futbol yapan bu azınlıktır.
Kimin yıldız olduğuna kim karar verir? Kimse. Ona yalnız zaman karar verir. Yıllar sonra adı halen hatırlanan, hafızlardan silinmeyen oyuncular yıldız oyunculardır. O kadar. Bunun başka ölçüsü ölçeği yoktur.
Bunu futbol yazısı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz!
Sonradan ekleme:
Son satır için eleştiri aldım… Oraya onu yazmaya gerek yokmuş, futbol yazısı olmadığı zaten belliymiş. Okurlarımı aşağılamışım onu oraya koyarak.
Niyet elbette bu değildi.
Aslında yazının bir yerinde “işte hayat da böyledir” diye girip, yazının tercümesini yapmanın okuyanları aşağılamak olacağını düşündüğümden böyle bitirdim.
Belki son cümle gerçekten çıkartılabilir. Ama yazıları sonradan değiştirmiyorum.
Bir cevap yazın